On the coastline, in the water
– Kıyı şeridinde, suda
Your mirage is like a stalker
– Serabın bir sapık gibi
I should push him off the cliff side
– Onu uçurumdan aşağı itmeliyim.
‘Cause he’s colouring my insides ocean blue
– Çünkü içimi okyanus mavisi boyuyor.
And everywhere I look, I look at you
– Nereye baksam sana bakıyorum.
It’s true
– Bu doğru
Up in my imagination, I rehearse our conversations
– Hayal gücümde, konuşmalarımızı prova ediyorum.
And at least I’m never lonely
– Ve en azından asla yalnız değilim
Even though I know you’re only in my mind
– Sadece aklımda olduğunu bilmeme rağmen
And there’s no point in covering my eyes, even when I try
– Ve denediğimde bile gözlerimi kapatmamın bir anlamı yok.
I hear your voice over and over
– Sesini tekrar tekrar duyuyorum.
Sitting on the bеach of Dover
– Dover sahilinde oturuyor
What is happening? Oh dear
– Ne oluyor? Ah, canım
I keep wishing you wеre here
– İsteyen burada duruyorum
And I swear I’m gonna lose it if I keep playing your music
– Ve yemin ederim müziğini çalmaya devam edersem kaybedeceğim
But what else is there to do?
– Ama yapacak başka ne var ki?
Everywhere I look I just see you
– Baktığım her yerde seni görüyorum.
In my self-made isolation, you’re my only inspiration
– Kendi yaptığım tecritte, tek ilham kaynağım sensin.
When the mirror says I’m ugly and if anybody loves me, it’s a lie
– Ayna çirkin olduğumu söylediğinde ve eğer biri beni seviyorsa, bu bir yalandır
And right before I’m swallowed by my mind and cursing at the sky
– Ve aklımdan geçip gökyüzüne küfretmeden hemen önce
I hear your voice over and over
– Sesini tekrar tekrar duyuyorum.
Sitting on the beach of Dover
– Dover sahilinde oturuyor
What is happening? Oh dear
– Ne oluyor? Ah, canım
I keep wishing you were here
– İsteyen burada duruyorum
And I swear, I’m gonna lose it if I keep playing your music
– Ve yemin ederim, eğer senin müziğini çalmaya devam edersem kaybedeceğim.
But what else is there to do?
– Ama yapacak başka ne var ki?
Everywhere I look, I just see you
– Baktığım her yerde seni görüyorum.
It’s deep red, my broken dream
– Koyu kırmızı, kırık hayalim
My last breath, the king and queen
– Son nefesim, kral ve kraliçe
The world ends, it’s you and me
– Dünya sona eriyor, sen ve ben
In my head, if we can be together maybe we’ll live forever
– Kafamda, eğer birlikte olabilirsek belki sonsuza dek yaşayacağız
Sand between my toes, I’ve got vertigo, I’m afraid of heights
– Ayak parmaklarımın arasında kum var, başım dönüyor, yüksekten korkuyorum
If I could I’d cry, we’ve got incompatible star signs
– Yapabilseydim ağlardım, uyumsuz yıldız işaretlerimiz var.
I’m in love with you
– Sana aşığım
What’s the point in looking at the view?
– Manzaraya bakmanın anlamı ne?
‘Cause every time I do, I just see you (I just see you)
– Çünkü ne zaman görsem, sadece seni görüyorum (sadece seni görüyorum)
It’s deep red, my broken dream
– Koyu kırmızı, kırık hayalim
My last breath, the king and queen
– Son nefesim, kral ve kraliçe
The world ends, it’s you and me
– Dünya sona eriyor, sen ve ben
In my head if we can be together, maybe we’ll live forever
– Kafamda eğer birlikte olabilirsek, belki sonsuza dek yaşayabiliriz.
I met your ghost, he followed me
– Hayaletinle tanıştım, beni takip etti.
Down to the coast of Dover Beach
– Dover sahiline kadar
I talk to you in poetry
– Seninle şiirle konuşuyorum.
You stole the view of Dover Beach
– Dover Plajının manzarasını çaldın.
I met your ghost, he followed me
– Hayaletinle tanıştım, beni takip etti.
Down to the coast of Dover Beach
– Dover sahiline kadar
I scream at you in poetry
– Sana şiirle bağırıyorum.
You stole the view of Dover Beach
– Dover Plajının manzarasını çaldın.
Baby Queen – Dover Beach English Lyrics Turkish Translations
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.