Lately, I’ve been slippin’ away from you
– Son zamanlarda senden uzaklaşıyorum.
Can you tell me, does it hurt today?
– Bugün acıyor mu, söyleyebilir misin?
Yeah, there’s no way, yeah
– Evet, imkanı yok, evet
To burn, there’s no flames, yeah
– Yakmak, ateş yok, Evet
Praying 9 to 5 like a saint for you
– Senin için bir aziz gibi 9’dan 5’e dua etmek
Can you tell me how it turned this way?
– Nasıl bu tarafa döndüğünü söyleyebilir misin?
Yeah, things have changed, yeah
– Evet, işler değişti, evet
Yeah, filled with rage, yeah
– Evet, öfkeyle dolu, evet
So lost in these diamonds
– Bu elmasların içinde kayboldum
So lost in this paradise
– Bu cennette kayboldum
Don’t speed on that highway
– Ben o yolda hız yapmayın
We need you to shine bright
– Parlak bir şekilde parlamana ihtiyacımız var.
When life gets too complicated
– Hayat çok karmaşıklaştığında
Please, stand with me after dark
– Lütfen, karanlıktan sonra benimle kal
I’ll stay in the limelight
– İlgi odağı olacağım
Like a beautiful afterthought
– Güzel bir sonradan düşünce gibi
Like a beautiful afterthought
– Güzel bir sonradan düşünce gibi
Sometimes, you’d ask me for something different
– Bazen benden farklı bir şey isterdin.
Hated when you did it, I wish that you didn’t
– Yaptığından nefret ettim, keşke etmeseydin.
I would do things and you’d get annoyed
– Bir şeyler yapardım ve sen sinirlenirdin.
I should’ve never done them, I wish I was different
– Onları hiç yapmamalıydım, keşke farklı olsaydım.
Why do we have to step away now?
– Neden şimdi geri çekilmek zorundayız?
It’s been a year, been a couple days now
– Bir yıl oldu, birkaç gün oldu.
Since you called me sayin’ you’re worried
– Beni arayıp endişelendiğini söylediğinden beri
Been hard for me dealin’ with this space now
– Şimdi bu alanla uğraşmak benim için zor oldu.
No company, wishin’ we could sit down
– Misafirimiz yok, keşke oturabilseydik.
‘Cause I’m sorry, but you don’t want me
– Çünkü üzgünüm ama beni istemiyorsun.
So lost in these diamonds
– Bu elmasların içinde kayboldum
So lost in this paradise
– Bu cennette kayboldum
Don’t speed on that highway
– Ben o yolda hız yapmayın
We need you to shine bright
– Parlak bir şekilde parlamana ihtiyacımız var.
When life gets too complicated
– Hayat çok karmaşıklaştığında
Please, stand with me after dark
– Lütfen, karanlıktan sonra benimle kal
I’ll stay in the limelight
– İlgi odağı olacağım
Like a beautiful afterthought
– Güzel bir sonradan düşünce gibi
Like a beautiful afterthought
– Güzel bir sonradan düşünce gibi
I don’t wanna forget about you
– Seni unutmak istemiyorum
I don’t wanna forget about you, oh
– Seni unutmak istemiyorum, hayır. bilmiyorum
I don’t wanna forget about you
– Seni unutmak istemiyorum
I don’t wanna think about it
– Bunu düşünmek istemiyorum
Think about it
– Düşün
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.