Bakar – Hell N Back İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Could you tell where my head was at when you found me?
– Beni bulduğunda kafamın nerede olduğunu söyleyebilir misin?
Me and you went to hell and back just to find peace
– Sen ve ben cehenneme gittik ve huzur bulmak için geri döndük
Man, I thought I had everything, I was lonely
– Dostum, her şeye sahip olduğumu sanıyordum, yalnızdım.
Now you’re my everything, I was lonely
– Şimdi sen benim her şeyimsin, yalnızdım

I mixed a lot of love with a lot of drugs, then I found you
– Bir sürü sevgiyi bir sürü uyuşturucuyla karıştırdım, sonra seni buldum.
She liked petty crimes, she had green eyes like Mountain Dew
– Küçük suçları severdi, Mountain Dew gibi yeşil gözleri vardı.
And where she go, I’ll never know
– Ve nereye gittiğini asla bilemeyeceğim
Her friends bounced too
– Arkadaşları da sıçradı
I guess it’s their loss ’cause they’ll never know what we’ll amount to
– Kaybı onların hiç miktar edeceğiz ne anlarlar neden sanırım

Would you be my light, be my yellow?
– Benim ışığım olur musun, sarı olur musun?
P.Y.T walking down portobello
– P. Y. T Portobello aşağı yürüyüş
Put a smile on this face at the end of the day
– Günün sonunda bu yüze bir gülümseme koyun
MDMA helped us fly away
– MDMA uçmamıza yardım etti

Who’da known, who’da known you would save my life?
– Sen bilinen’da kim bilinen, ‘da kim hayatımı kurtaracaktı?
Who’da known, who’da known you would fly my kite?
– Uçurtmamı uçuracağını kim biliyordu?
Could you tell, could you tell?
– Söyleyebilir misin, söyleyebilir misin?
Could you tell?
– Söyler misiniz?

Could you tell where my head was at when you found me?
– Beni bulduğunda kafamın nerede olduğunu söyleyebilir misin?
Me and you went to hell and back just to find peace
– Sen ve ben cehenneme gittik ve huzur bulmak için geri döndük
Man, I thought I had everything, I was lonely
– Dostum, her şeye sahip olduğumu sanıyordum, yalnızdım.
Now you’re my everything, I was lonely
– Şimdi sen benim her şeyimsin, yalnızdım

Yeah
– Evet
Yeah
– Evet
Yeah, yeah
– Evet, Evet
Yeah
– Evet

I remember, I remember I was all alone
– Hatırlıyorum, hatırlıyorum yapayalnızdım
Late night, you would call my phone
– Gece geç saatlerde telefonumu arardın.
Just to check if I was blessed ’cause you knew I was low
– Sadece kutsanmış olup olmadığımı kontrol etmek için. çünkü düşük olduğumu biliyordun.
Head gone rolling off the throne
– Kafa tahttan yuvarlandı

I remember, I remember we was in the park
– Hatırlıyorum, hatırlıyorum parktaydık.
Late night, made love on the grass
– Gece geç saatlerde, çimlerin üzerinde seviştik
Got my head in the clouds, counting all my stars
– Kafamı bulutlara soktum, tüm yıldızlarımı saydım
In my ears, said the world was ours
– Kulaklarımda, dünyanın bizim olduğunu söyledi

Go to hell and back just to heal my wounds
– Cehenneme git ve yaralarımı iyileştirmek için geri dön
‘Cause it gets like that, wrong side of the moon
– Çünkü böyle oluyor, Ayın yanlış tarafı
No tomb can’t moon, you’re my Cleopatra
– Hiçbir mezar ay olamaz, Sen benim Kleopatra’msın
No side ting, don’t need a backup
– Yan ting yok, yedeklemeye gerek yok
Need a real one, don’t need an actor
– Gerçek bir tane lazım, oyuncu lazım değil
And last one today, think you won a BAFTA
– Ve sonuncusu bugün, bir BAFTA kazandığını düşün
Come and be my girl, yeah
– Gel ve benim kızım ol, Evet

Could you tell where my head was at when you found me?
– Beni bulduğunda kafamın nerede olduğunu söyleyebilir misin?
Me and you went to hell and back just to find peace
– Sen ve ben cehenneme gittik ve huzur bulmak için geri döndük
Man, I thought I had everything, I was lonely
– Dostum, her şeye sahip olduğumu sanıyordum, yalnızdım.
Now you’re my everything, I was lonely
– Şimdi sen benim her şeyimsin, yalnızdım

Yeah (just like we say)
– Evet (tıpkı söylediğimiz gibi)
Yeah (just like we say)
– Evet (tıpkı söylediğimiz gibi)
Yeah, yeah (just like we say, say, say)
– Evet, Evet (tıpkı söylediğimiz gibi, söyle, söyle)
Yeah
– Evet




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın