Tate McRae – you broke me first (Luca Schreiner Remix) İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

You broke me first, ah
– Önce beni kırdın.

Maybe you don’t like talking too much about yourself
– Belki de Kendin hakkında çok fazla konuşmaktan hoşlanmıyorsun.
But you shoulda told me that you were thinkin’ ’bout someone else
– Ama bana başka birini düşündüğünü söylemeliydin.
You’re drunk at a party or maybe it’s just that your car broke down
– Bir partide sarhoşsun ya da belki de sadece araban bozuldu
Your phone’s been off for a couple months, so you’re calling me now
– Telefon bir kaç ay geçti, yani bana diyorsun şimdi

I know you, you’re like this
– Seni tanıyorum, sen böylesin.
When shit don’t go your way you needed me to fix it
– Her şey yoluna girmediğinde, bunu düzeltmek için bana ihtiyacın vardı.
And like me, I did
– Ve benim gibi, yaptım
But I ran out of every reason
– Ama tüm sebeplerim tükendi.

Now suddenly you’re asking for it back
– Ve şimdi aniden onu geri istiyorsun
Could you tell me, where’d you get the nerve?
– Bu cesareti nereden bulduğunu söyleyebilir misin?
Yeah, you could say you miss all that we had
– Evet, sahip olduğumuz her şeyi özlediğini söyleyebilirsin.
But I don’t really care how bad it hurts
– Ama ne kadar acıttığı umurumda değil.
When you broke me first
– Beni ilk kırdığında

You broke me first
– Önce beni kırdın.
When you broke me first
– Beni ilk kırdığında
You broke me first
– Önce beni kırdın.

Took a while, was in denial when I first heard
– Biraz zaman aldı, ilk duyduğumda inkar ettim.
That you moved on quicker than I could’ve ever, you know that hurt
– Benden daha çabuk hayatına devam ettiğini biliyorsun.
Swear for a while I would stare at my phone just to see your name
– Bir süre için yemin ederim sadece adını görmek için telefonuma bakardım
But now that it’s there, I don’t really know what to say
– Ama şimdi orada, gerçekten ne söyleyeceğimi bilmiyorum

I know you, you’re like this
– Seni tanıyorum, sen böylesin.
When shit don’t go your way you needed me to fix it
– Her şey yoluna girmediğinde, bunu düzeltmek için bana ihtiyacın vardı.
And like me, I did
– Ve benim gibi, yaptım
But I ran out of every reason
– Ama tüm sebeplerim tükendi.

Now suddenly you’re asking for it back
– Ve şimdi aniden onu geri istiyorsun
Could you tell me, where’d you get the nerve?
– Bu cesareti nereden bulduğunu söyleyebilir misin?
Yeah, you could say you miss all that we had
– Evet, sahip olduğumuz her şeyi özlediğini söyleyebilirsin.
But I don’t really care how bad it hurts
– Ama ne kadar acıttığı umurumda değil.
When you broke me first
– Beni ilk kırdığında

You broke me first
– Önce beni kırdın.
When you broke me first
– Beni ilk kırdığında
You broke me first
– Önce beni kırdın.

I’ll never let you have it
– Hiç haber veririm sana
What did you think would happen?
– Ne olacağını sanıyordun?

Now suddenly you’re asking for it back
– Ve şimdi aniden onu geri istiyorsun
Could you tell me, where’d you get the nerve?
– Bu cesareti nereden bulduğunu söyleyebilir misin?
Yeah, you could say you miss all that we had
– Evet, sahip olduğumuz her şeyi özlediğini söyleyebilirsin.
But I don’t really care how bad it hurts
– Ama ne kadar acıttığı umurumda değil.
When you broke me first
– Beni ilk kırdığında

You broke me first
– Önce beni kırdın.
When you broke me first
– Beni ilk kırdığında
You broke me first
– Önce beni kırdın.

When you broke me first
– Beni ilk kırdığında
You broke me first
– Önce beni kırdın.

You broke me first, ah-ah
– Önce beni kırdın, ah-ah




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın