Downtown’s been caught by the hysteria
– Şehir merkezi histeri tarafından yakalandı
The people scream and shout
– İnsanlar çığlık atıyor ve bağırıyor
A generation’s on the move
– Bir nesil hareket halinde
When disco spreads like a bacteria
– Disko bir bakteri gibi yayıldığında
The lonely days are out
– Yalnız günler geride kaldı
Behold the passion of the groove
– İşte oluğun tutkusu
The golden years, the silver tears
– Altın yıllar, Gümüş gözyaşları
You wore a tie like Richard Gere
– Richard Gere gibi kravat takıyordun.
I wanna get down, you spin me around
– Aşağı inmek istiyorum, beni döndürüyorsun
I stand on the borderline
– Sınırda duruyorum
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
I saw you crying
– Seni ağlarken gördüm
I saw you crying at the discotheque
– Seni diskotekte ağlarken gördüm.
I saw you crying
– Seni ağlarken gördüm
I saw you crying at the discotheque
– Seni diskotekte ağlarken gördüm.
Tonight’s the night at the danceteria
– Bu gece danceteria’daki gece
The joining of the tribe
– Kabilenin birleşmesi
The speakers pumping clear and loud
– Hoparlörler net ve yüksek sesle pompalanır
And the way you move is our criteria
– Ve hareket etme şekliniz bizim kriterlerimiz
Let the DJ takes you high
– DJ’İN seni uçurmasına izin ver
And tears of joy baptize the crowd
– Ve sevinç gözyaşları kalabalığı vaftiz ediyor
The golden years, the silver tears
– Altın yıllar, Gümüş gözyaşları
You wore a tie like Richard Gere
– Richard Gere gibi kravat takıyordun.
I wanna get down, you spin me around
– Aşağı inmek istiyorum, beni döndürüyorsun
I stand on the borderline
– Sınırda duruyorum
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
I saw you crying
– Seni ağlarken gördüm
I saw you crying at the discotheque
– Seni diskotekte ağlarken gördüm.
I saw you crying
– Seni ağlarken gördüm
I saw you crying at the discotheque
– Seni diskotekte ağlarken gördüm.
The golden years, the silver tears
– Altın yıllar, Gümüş gözyaşları
You wore a tie like Richard Gere
– Richard Gere gibi kravat takıyordun.
I wanna get down, you spin me around
– Aşağı inmek istiyorum, beni döndürüyorsun
I stand on the borderline
– Sınırda duruyorum
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
The discotheque, the discotheque
– Diskotek, diskotek
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
Crying at the discotheque
– Diskotekte ağlıyor
Sophie Ellis-Bextor – Crying at the Discotheque İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.