The Neighbourhood – The Beach İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

If I told you that I loved you, tell me, what would you say?
– Seni sevdiğimi söyleseydim, ne derdin?
If I told you that I hated you, would you go away?
– Senden nefret ettiğimi söyleseydim, gider miydin?
Now I need your help with everything that I do
– Şimdi yaptığım her şeyde yardımına ihtiyacım var
I don’t want to lie, I’ve been relying on you
– Yalan söylemek istemiyorum, sana güveniyorum.

Fallin’ again, I need a pick-me-up
– Fallin’ tekrar yukarı kendime gelmem lazım
I’ve been callin’ you friend, I might need to give it up
– Sana arkadaş diyordum, vazgeçmem gerekebilir.

I’m sick and I’m tired too
– Ben hastayım ve ben de yorgunum
I can admit, I am not fireproof
– Kabul edebilirim, yanmaz değilim
I feel it burning me, I feel it burning you
– Beni yaktığını hissediyorum, seni yaktığını hissediyorum
I hope I don’t murder me, I hope I don’t burden you
– Umarım beni öldürmem, umarım sana yük olmam
If I do, if I do
– Eğer yaparsam, eğer yaparsam

If I meet you in the middle maybe we could agree
– Eğer seninle ortada buluşursam belki aynı fikirdeyiz.
You make me feel little how you’re looking at me
– Bana nasıl baktığını küçük hissettiriyorsun
And you can throw me shade, all it does is just cool me off
– Ve bana gölge atabilirsin, tek yaptığı beni serinletmek
First it just threw me off, now I’m just moving on
– İlk başta beni şaşırttı ve şimdi devam ediyorum

Fallin’ again, I need a pick-me-up
– Fallin’ tekrar yukarı kendime gelmem lazım
I’ve been callin’ you friend, I might need to give it up
– Sana arkadaş diyordum, vazgeçmem gerekebilir.

I’m sick and I’m tired too
– Ben hastayım ve ben de yorgunum
I can admit, I am not fireproof
– Kabul edebilirim, yanmaz değilim
I feel it burning me, I feel it burning you
– Beni yaktığını hissediyorum, seni yaktığını hissediyorum
I hope I don’t murder me, I hope I don’t burden you
– Umarım beni öldürmem, umarım sana yük olmam

Swim with me, I think I could see the beach
– Benimle yüz, sanırım Sahili görebiliyordum.
I know what’s underneath, I need you here with me, but we’re out in the open
– Altında ne olduğunu biliyorum, burada bana ihtiyacın var, ama biz açıktayız
Swim with me, I think I could see the beach
– Benimle yüz, sanırım Sahili görebiliyordum.
Just don’t look underneath us
– Sadece altımıza bakma
I need you here with me, but we’re out in the open
– Burada bana ihtiyacın var, ama biz dışarıdayız

I’m sick and I’m tired too
– Ben hastayım ve ben de yorgunum
I can admit, I am not fireproof
– Kabul edebilirim, yanmaz değilim
I feel it burning me, I feel it burning you
– Beni yaktığını hissediyorum, seni yaktığını hissediyorum
I hope I don’t murder me, I hope I don’t burden you
– Umarım beni öldürmem, umarım sana yük olmam
If I do, if I do
– Eğer yaparsam, eğer yaparsam
(If I do, if I do)
– (Eğer yaparsam, eğer yaparsam)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın