Never made it as a wise man
– Bilge bir adam olarak asla başaramadım
I couldn’t cut it as a poor man stealing
– Zavallı bir adamın çaldığı gibi kesemedim.
Tired of living like a blind man
– Kör bir adam gibi yaşamaktan yoruldum
I’m sick of sight without a sense of feeling
– Duygu duygusu olmadan görmekten bıktım
And this is how you remind me
– Ve bana böyle hatırlatıyorsun
This is how you remind me
– Bana böyle hatırlatıyorsun.
Of what I really am
– Gerçekte ne olduğumdan
This is how you remind me
– Bana böyle hatırlatıyorsun.
Of what I really am
– Gerçekte ne olduğumdan
It’s not like you to say “Sorry”
– “Üzgünüm” demek senin gibi değil”
I was waiting on a different story
– Farklı bir hikaye bekliyordum
This time I’m mistaken
– Bu sefer yanılıyorum
For handing you a heart worth breaking
– Sana kırmaya değer bir kalp verdiğin için
And I’ve been wrong, I’ve been down
– Ve yanılmışım, düştüm
Been to the bottom of every bottle
– Her şişenin dibine gittim
These five words in my head
– Kafamdaki bu beş kelime
Scream “Are we having fun yet?”
– Çığlık at: “eğlendik mi?”
Yeah, yeah, yeah, no, no
– Evet, Evet, Evet, Hayır, Hayır
Yeah, yeah, yeah, no, no
– Evet, Evet, Evet, Hayır, Hayır
It’s not like you didn’t know that
– Bunu bilmiyormuşsun gibi değil.
I said, “I love you,” and I swear, I still do
– “Seni seviyorum” dedim ve yemin ederim hala seviyorum.
And it must have been so bad
– Ve çok kötü olmalı
‘Cause living with me must have damn near killed you
– Çünkü benimle yaşamak seni neredeyse öldürmüş olmalı.
And this is how you remind me
– Ve bana böyle hatırlatıyorsun
Of what I really am
– Gerçekte ne olduğumdan
This is how you remind me
– Bana böyle hatırlatıyorsun.
Of what I really am
– Gerçekte ne olduğumdan
It’s not like you to say “Sorry”
– “Üzgünüm” demek senin gibi değil”
I was waiting on a different story
– Farklı bir hikaye bekliyordum
This time I’m mistaken
– Bu sefer yanılıyorum
For handing you a heart worth breaking
– Sana kırmaya değer bir kalp verdiğin için
And I’ve been wrong, I’ve been down
– Ve yanılmışım, düştüm
Been to the bottom of every bottle
– Her şişenin dibine gittim
These five words in my head
– Kafamdaki bu beş kelime
Scream “Are we having fun yet?”
– Çığlık at: “eğlendik mi?”
Yeah, yeah, yeah, no, no
– Evet, Evet, Evet, Hayır, Hayır
Yeah, yeah, yeah, no, no
– Evet, Evet, Evet, Hayır, Hayır
Yeah, yeah, yeah, no, no
– Evet, Evet, Evet, Hayır, Hayır
Yeah, yeah, yeah, no, no
– Evet, Evet, Evet, Hayır, Hayır
Never made it as a wise man
– Bilge bir adam olarak asla başaramadım
I couldn’t cut it as a poor man stealing
– Zavallı bir adamın çaldığı gibi kesemedim.
And this is how you remind me
– Ve bana böyle hatırlatıyorsun
This is how you remind me
– Bana böyle hatırlatıyorsun.
This is how you remind me
– Bana böyle hatırlatıyorsun.
Of what I really am
– Gerçekte ne olduğumdan
This is how you remind me
– Bana böyle hatırlatıyorsun.
Of what I really am
– Gerçekte ne olduğumdan
It’s not like you to say “Sorry”
– “Üzgünüm” demek senin gibi değil”
I was waiting on a different story
– Farklı bir hikaye bekliyordum
This time I’m mistaken
– Bu sefer yanılıyorum
For handing you a heart worth breaking
– Sana kırmaya değer bir kalp verdiğin için
And I’ve been wrong, I’ve been down
– Ve yanıldım, düştüm
Been to the bottom of every bottle
– Her şişenin dibine gittim
These five words in my head
– Kafamdaki bu beş kelime
Scream “Are we having fun yet?”
– Çığlık at: “eğlendik mi?”
Yeah, yeah, are we having fun yet?
– Evet, Evet, eğleniyor muyuz?
Yeah, yeah, are we having fun yet?
– Evet, Evet, eğleniyor muyuz?
Yeah, yeah, are we having fun yet?
– Evet, Evet, eğleniyor muyuz?
Yeah, yeah
– Evet, Evet
No, no
– Hayır, hayır
Nickelback – How You Remind Me İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.