You blink once
– Bir kez göz kırpıyorsun
Then it’s gone
– Sonra gitti
Don’t let it take the skin from your bones
– Deriyi kemiklerinden almasına izin verme.
It’s darkest
– En karanlık
Before the dawn
– Şafaktan önce
But you don’t need to do this alone (no you don’t)
– Ama bunu tek başına yapmanıza gerek yok (hayır, yapmıyorsunuz)
‘Cause when you get this close
– Çünkü bu kadar yaklaştığında
You can feel the heat
– Isıyı hissedebilirsiniz
Now you’re so afraid
– Şimdi bu kadar korkuyorsun
Of what’s underneath
– İşin aslı ne Of
Oh, don’t
– Oh, yapma
Even if it hurts
– Acıtsa bile
Even if it makes me bleed
– Kanama neden olsa bile
I’m gonna carry you
– Seni taşımak zorunda kalacağım
Pushing through
– İçinden iterek
With the dirt on my sleeves
– Kollarımdaki kir ile
Even if it hurts
– Acıtsa bile
Even if it’s razor deep
– Jilet kadar derin olsa bile
I’m not giving up
– PES etmiyorum
Not gonna run
– Kaçacak değil
I’ll be there when you need me
– Bana ihtiyacın olduğunda orada olacağım.
Even if it hurts
– Acıtsa bile
Even if it hurts
– Acıtsa bile
These nails
– Bu tırnaklar
In my hands
– Ellerimde
Erasing all the lines in the sand
– Kumdaki tüm çizgileri silme
I’ve got no
– Hayır var
Regret
– Pişmanlık
‘Cause if I could I’d do it over again
– Çünkü yapabilseydim tekrar yapardım.
Again
– Tekrar
Even if it hurts
– Acıtsa bile
Even if it makes me bleed
– Kanama neden olsa bile
I’m gonna carry you
– Seni taşımak zorunda kalacağım
Pushing through
– İçinden iterek
With the dirt on my sleeves
– Kollarımdaki kir ile
Even if it hurts
– Acıtsa bile
Even if it’s razor deep
– Jilet kadar derin olsa bile
I’m not giving up
– PES etmiyorum
Not gonna run
– Kaçacak değil
I’ll be there when you need me
– Bana ihtiyacın olduğunda orada olacağım.
Yeah even if it hurts
– Evet acıtsa bile
Yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet, Evet
Yeah, yeah, yeah, yeah (even if it hurts)
– Evet, Evet, Evet, Evet (acıtsa bile)
Yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet, Evet
Not giving up on you
– Senden vazgeçmiyorum
I’m not giving up on you
– Senden vazgeçmiyorum
How long will it take
– Ne kadar sürer
For you to lean on me?
– Bana yaslanman için mi?
Time to let it go
– Gitmesine izin verme zamanı
So you can finally breathe
– Böylece sonunda nefes alabilirsin
Slow, slow
– Yavaş, yavaş
Even if it hurts
– Acıtsa bile
Even if it makes me bleed
– Kanama neden olsa bile
I’m gonna carry you
– Seni taşımak zorunda kalacağım
Pushing through
– İçinden iterek
With the dirt on my sleeves
– Kollarımdaki kir ile
Even if it hurts
– Acıtsa bile
Even if it’s razor deep
– Jilet kadar derin olsa bile
I’m not giving up
– PES etmiyorum
Not gonna run
– Kaçacak değil
I’ll be there when you need me
– Bana ihtiyacın olduğunda orada olacağım.
Even if it hurts (yeah, yeah, yeah, yeah)
– Acıtsa bile (Evet, Evet, Evet, Evet)
(Yeah, yeah, yeah, yeah)
– (Evet, Evet, Evet, Evet)
(Yeah, yeah, yeah, yeah) Even if it hurts
– (Evet, Evet, Evet, Evet) acıtsa bile
(Yeah, yeah, yeah, yeah)
– (Evet, Evet, Evet, Evet)
(Yeah, yeah, yeah, yeah)
– (Evet, Evet, Evet, Evet)
(Yeah, yeah, yeah, yeah)
– (Evet, Evet, Evet, Evet)
(Yeah, yeah, yeah, yeah)
– (Evet, Evet, Evet, Evet)
(Yeah, yeah, yeah, yeah)
– (Evet, Evet, Evet, Evet)
(Yeah, yeah)
– (Evet, Evet)
Sam Tinnesz – Even If It Hurts İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.