Yeah, yeah, oh
– Evet, Evet, oh
Yeah, yeah, oh, oh
– Evet, Evet, oh, oh
Yeah, yeah, oh
– Evet, Evet, oh
Oh (tadow)
– Oh (tadow)
Yeah, yeah, oh
– Evet, Evet, oh
Yeah, yeah, oh
– Evet, Evet, oh
Oh, oh (tadow)
– Oh, oh (tadow)
I saw her and she hit me like (tadow)
– Onu gördüm ve bana (tadow) gibi vurdu)
Saw that thing so beautiful (tadow)
– O şeyi çok güzel gördüm (tadow)
She just hit my heart, oh (tadow)
– O sadece kalbime çarptı, oh (tadow)
Full force and she got me like (tadow)
– Tam güç ve o (tadow) gibi beni var)
I be like (tadow)
– Ben (tadow) gibi olmak)
Baby (tadow)
– Bebek (tadow)
Why you so fine? (tadow) (tadow)
– Bu kadar iyi neden? (tadow) (tadow)
Gotta make you mine (tadow) (tadow)
– Seni benim yapmalıyım (tadow) (tadow)
So hard to find (tadow) (tadow)
– Bulmak çok zor (tadow) (tadow)
Baby like oh
– Oh gibi bebeğim
How’d you do the thing?
– Nasıl bir şey yaptın?
The way that you do it and she ain’t even show
– Bunu yapma şeklin ve o bile göstermiyor
Nothing
– Hiçbir şey
She be walking round so confident, so heaven-sent
– O kadar kendinden emin dolaşıyor ki, cennete gidiyor
I think she was meant to knock ’em dead like (tadow) (tadow)
– Sanırım onları (tadow) (tadow) gibi öldürmesi gerekiyordu)
Like (tadow) (tadow)
– Gibi (tadow) (tadow)
Girl you so fine (tadow)
– Kız çok iyi (tadow)
Oooh (tadow) (tadow)
– Oooh (tadow) (tadow)
Girl you acting like oh
– Kız oh gibi davranıyorsun
She was so sublime
– O kadar yüceydi ki
Super fine
– Süper ince
She was never lying
– Asla yalan söylemiyordu.
Strutting in her heels
– Topuklu onu çalım
Or her slides either way
– Ya da her iki şekilde de kayar
Eyes on her every single day, week, year
– Gözleri her gün, hafta, yıl
Everyone wondering how she does it with no fear
– Herkes korkmadan nasıl yaptığını merak ediyor
All that confidence wasn’t heaven-sent
– Tüm bu güven cennet tarafından gönderilmedi
Does it come within?
– Gel içinde değil mi?
Does it come run out?
– Tükendi mi geliyor?
I don’t know
– Bilmiyorum
She’ll just have ’em runnin’
– Sadece onları koşturur.
Out and in man they want to sin
– Dışarı ve insana Günah işlemek istiyorlar
Talking deadly sin
– Ölümcül günah hakkında konuşmak
With Mrs. lady I don’t understand
– Bayan Leydi ile anlamıyorum
Why she hit ’em like (tadow) (tadow)
– Neden onlara (tadow) (tadow) gibi vurdu)
Yeah, like (tadow) (tadow)
– Evet, (tadow) (tadow) gibi)
Girl you knock ’em dead (tadow) (tadow)
– Onları öldürdüğün kız (tadow) (tadow)
Oooh (tadow)
– Oooh (tadow)
How you do it like you do it (tadow) (tadow)
– Nasıl yapıyorsun, nasıl yapıyorsun (tadow) (tadow)
Yeah, yeah (tadow) (tadow)
– Evet, Evet (tadow) (tadow)
Baby you knock em dead (tadow) (tadow)
– Bebeğim onları öldürüyorsun (tadow) (tadow)
I love you so baby (tadow)
– Seni çok seviyorum bebeğim (tadow)
Yeah, yeah ooh
– Evet, Evet ooh
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.