SIX60 – Please Don’t Go İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Oh
– Ey
Bow-bow-bow
– Yay-yay-yay
Bow-bow-bow-bow
– Yay-yay-yay-yay
Hey
– Hey

Should have looked both ways before I let you cross my mind
– Aklımdan geçmene izin vermeden önce iki tarafa da bakmalıydım.
Didn’t see it coming ’cause I’ve never seen your kind
– Geldiğini görmedim çünkü senin gibileri hiç görmedim.
Zero to hundred ain’t too fast
– Sıfırdan yüze çok hızlı değil
But you at a thousand just like that, yeah
– Ama sen binde sadece böyle, Evet
So run that back ’cause you so bad, let’s do this one more time
– Bu yüzden geri koş çünkü çok kötüsün, bunu bir kez daha yapalım

Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh
– Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh
Please don’t go
– Lütfen gitme
Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh
– Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh
Please don’t go
– Lütfen gitme

Thought I made the rules until you redefined the game
– Sen oyunu yeniden tanımlayana kadar kuralları ben koyduğumu sanıyordum.
Tryin’ to keep it cool, but damn you’re fire like a flame
– Serin tutmaya çalışıyorum, ama lanet olsun, bir alev gibi ateş ediyorsun
Every move I make, you match
– Yaptığım her hareket sana uyuyor.
You know how to light me up like that, yeah
– Beni bu şekilde nasıl aydınlatacağını biliyorsun, Evet
Wish I didn’t want it, but I do, so won’t you stay, ha
– Keşke bunu istemeseydim, ama istiyorum, bu yüzden kalmayacak mısın, ha

Please don’t go, don’t go
– Lütfen gitme, gitme
Please don’t go, don’t go
– Lütfen gitme, gitme
Please don’t go, oh oh
– Lütfen gitme, oh oh
Please don’t go, don’t go
– Lütfen gitme, gitme

You could be the end of me (the end of me)
– Sen benim sonum olabilirsin (benim sonum)
If it kills me, I still want you as a ghost
– Eğer beni öldürürse, seni hala bir hayalet olarak istiyorum
Yeah, I would give you anything
– Evet, sana her şeyi veririm.
Just please, don’t go
– Sadece lütfen gitme

Oh, I hope you’re happy that you ruined me for good
– Umarım beni sonsuza dek mahvettiğin için mutlusundur.
Set the bar too high, I swear, you always knew you would
– Çıtayı çok yükseğe koy, yemin ederim, her zaman yapacağını biliyordun
I don’t know how I will survive
– Nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum.
If I let you walk out of my life
– Eğer hayatımdan çıkmana izin verirsem
So come on back to bed and let’s wake up the neighborhood
– Hadi yatağa geri dön ve mahalleyi uyandıralım

Please don’t go, yeah
– Lütfen gitme, Evet
Please don’t go, oh oh
– Lütfen gitme, oh oh
Please don’t go, oh oh
– Lütfen gitme, oh oh
Please don’t go
– Lütfen gitme
Please don’t, please don’t go
– Lütfen gitme, lütfen gitme




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın