I think of you in the window (every night I’ve been countin’ the days)
– Seni pencerede düşünüyorum (her gece gün sayıyorum)
I see your face almost every night (’cause I just wanna be there when you wake)
– Yüzünü neredeyse her gece görüyorum (çünkü uyandığında orada olmak istiyorum)
Sure, maybe Salt Lake is not close (Denver always seems so far away)
– Tabii, belki Salt Lake yakın değil (Denver her zaman çok uzak görünüyor)
But I’m still breathin’ you in deep (but I hope you know that we’re still close)
– Ama yine de seni derinlere çekiyorum (ama umarım hala yakın olduğumuzu biliyorsundur)
Because
– Çünkü
The best part is knowin’ there’s somethin’ in my dreams
– En iyi yanı rüyalarımda bir şey olduğunu bilmek
That always makes me smile, it’s you
– Bu beni her zaman gülümsetir, sensin
The best part is knowin’ there’s someone in my life
– En iyi yanı, hayatımda birinin olduğunu bilmek
That makes it all worthwhile
– Bu her şeyi değerli kılar
It’s you
– Bu sensin
When I don’t know what to do
– Ne yapacağımı bilmediğim zaman
No, I’m never givin’ up, never givin’ up on you, baby
– Hayır, ben hiç korkmuyorum, hiç korkmuyorum, bebek’ kadar
(I wish that you were here)
– Burada olduğunu (keşke )
There’s no need to be blue
– Mavi olmaya gerek yok
Because
– Çünkü
The best part is knowin’ there’s somethin’ in my dreams
– En iyi yanı rüyalarımda bir şey olduğunu bilmek
That always makes me smile, it’s you
– Bu beni her zaman gülümsetir, sensin
The best part is knowin’ there’s someone in my life
– En iyi yanı, hayatımda birinin olduğunu bilmek
That makes it all worthwhile (I wish that I could stay with you)
– Bu her şeyi değerli kılar (keşke seninle kalabilseydim)
It’s you
– Bu sensin
You, you, with you
– Sen, sen, seninle
You, you, it’s you (with you)
– Sen, sen, sen (seninle)
(I wish that I could stay)
– (Keşke kalabilseydim)
It’s you (with you)
– Bu sensin (seninle)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.