Son le parole tue, io
– Onlar senin sözlerin, ben
Tu non bisticci mai?
– Hiç kavga etmedin mi?
Ci piace giocare
– Biz oynamak ister
Facciamo le marachelle quando bisticciamo
– Kavga ettiğimizde marachelle yaparız
Ti stringo la faccia e ti metto la mano sul cuore
– Yüzünü tutuyorum ve elimi kalbine koyuyorum
E sorridiamo
– Ve gülümsüyoruz
Quando ti arrabbi
– Sinirlendiğinde
Hai una faccia dolcissima
– Tatlı bir yüzün var
Siamo due scemi
– Biz iki aptalız.
E sì che mi piaci, alla follia
– Ve evet senden hoşlanıyorum, çılgınlığa
Che fai quelle facce eh, mi tieni il broncio oh
– O yüzleri ne yapıyorsun, eh, bana surat asıyorsun, oh
Se ti tolgo il trucco oh, ma lo sai che sei ancora più bella
– Eğer makyajını çıkarırsam oh, ama daha da güzel olduğunu biliyorsun
Quattro di notte, luci si spengono
– Geceleri dört, ışıklar söner
I cuori si bruciano, e fanno le scintille
– Kalpler yanar ve parlar
La città-ta-ta, di notte si ta-ta-tace
– Şehir-ta-ta, geceleri ta-ta-sessiz
Ancora che ta-ta-t’amo come un bambino con le figurine
– Yine de ta-ta-seni figürlü bir çocuk gibi seviyorum
La paranoia-ia, se poi te ne va-va-vai
– Paranoya-ıa, eğer gidersen-git-git
E le braccia di un’altra-tra, non fermano il tempo come con le tue, se
– Ve diğerinin kolları-aralarında, sizinkiyle olduğu gibi zamanı durdurmayın, eğer
Strette, ferme le lancette
– Sıkı, elini kapat
Siamo sulle giostre
– Biz sürmek vardır
Salgo io e poi sali pure tu
– Yukarı çıkıp sonra da gidiyorsun
Nel mentre guardiamo dall’alto
– Biz yukarıdan bakarken
Mezzo continente
– Yarım kıta
Se vuoi ti compro tutta Malibu
– Eğer istersen hepinize Malibu alırım.
Se vuoi ti compro tutta Malibu
– Eğer istersen hepinize Malibu alırım.
Siamo due stelle, guardano tutti
– Biz iki yıldızız, herkes görünüyor
Sei ancora piccola sì e ti imbarazzi
– Hala küçüksün evet ve utanıyorsun
Quando ti regalo un po’ di carezze
– Sana biraz okşadığımda
Oppure ti faccio troppi complimenti
– Ya da sana çok fazla iltifat ediyorum
Baciami subito
– Şimdi öp beni
Che manco mi accorgo
– Ne özledim fark ettim
Che il cielo non è solo il nostro
– Gökyüzü sadece bizim değil
Ma il battito si, quando
– Ama ritim, ne zaman
Hai le guance rosse eh, gli occhi di ghiaccio oh
– Kırmızı yanakların var, buz gibi gözlerin var.
Rimango di stucco oh quando mi dici: “Siamo imperfetti”
– Bana söylediğinde sıva ah kalır: “biz kusurlu”
Quattro di notte eh, le luci si spengono
– Gece dört, ışıklar sönüyor.
Labbra s’incollano e dopo non si staccano mai
– Dudaklar birbirine yapışır ve bundan sonra asla soyulmaz
Strette, ferme le lancette
– Sıkı, elini kapat
Siamo sulle giostre
– Biz sürmek vardır
Salgo io e poi sali pure tu
– Yukarı çıkıp sonra da gidiyorsun
Nel mentre guardiamo dall’alto
– Biz yukarıdan bakarken
Mezzo continente
– Yarım kıta
Se vuoi ti compro tutta Malibu
– Eğer istersen hepinize Malibu alırım.
Se vuoi ti compro tutta Malibu
– Eğer istersen hepinize Malibu alırım.
Nella città-ta-ta, di notte si ta-ta-tace
– Şehirde-ta-ta, geceleri ta-ta-sessiz
Faccio m’ama, non m’ama, come i bambini con le margherite
– Beni seviyorum, beni sevme, papatyalı çocuklar gibi
La paranoia-ia, se poi te ne va-va-vai
– Paranoya-ıa, eğer gidersen-git-git
Le braccia di un’altra-tra non fermano il tempo come con le tue, se
– Başka birinin kolları – eğer sizinkiyle olduğu gibi zamanı durdurmayın
Strette, ferme le lancette
– Sıkı, elini kapat
Siamo sulle giostre
– Biz sürmek vardır
Salgo io e poi sali pure tu
– Yukarı çıkıp sonra da gidiyorsun
Nel mentre guardiamo dall’alto
– Biz yukarıdan bakarken
Mezzo continente
– Yarım kıta
Se vuoi ti compro tutta Malibu
– Eğer istersen hepinize Malibu alırım.
Se vuoi ti compro tutta Malibu
– Eğer istersen hepinize Malibu alırım.
Se vuoi ti compro tutta Malibu
– Eğer istersen hepinize Malibu alırım.
Com’è?
– Nasıl oluyor?
Sangiovanni – malibù İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.