Ah-ah-ah
– Ah-ah-ah
Ah-ah-ah-ah
– Ah-ah-ah-ah
Più di vent’anni in un pallone (ah-ah-ah)
– Bir balonda yirmi yıldan fazla (ah-ah-ah)
Più di vent’anni ad aspettare quel rigore (ah)
– Bu cezayı beklemek için yirmi yıldan fazla (ah)
Per poi scoprire che la vita (ah-ah-ah)
– O zaman bu hayatı keşfetmek için (ah-ah-ah)
Era tutta la partita
– Bütün oyun buydu.
Era nel raggio di sole
– Güneş Işınlarındaydı.
Che incendiava i tuoi sogni di bambino
– Bu bir çocuk olarak hayallerinizi ateşe
Era nel vento che spostava il tuo codino
– Rüzgarda pigtail’ini hareket ettirdi
Che a noi già quello sembrava un segno divino
– Bu bizim için zaten ilahi bir işaret gibi görünüyordu
Era cercarsi un posto
– Bir yer arıyordu
In mezzo a un campo infinito
– Sonsuz bir alanın ortasında
E poi trovare la gioia
– Ve sonra sevinç bulmak
Quando il tempo ormai sembrava scaduto
– Zaman tükendi gibi görünüyordu zaman
Era cadere e rialzarsi ascoltando il dolore
– Düşüyordu ve kalkıyordu acıyı dinliyordu
Sentire come un abbraccio arrivarti dal cuore
– Kalbinden gelen bir kucaklama gibi hissediyorum
Di chi ti ha visto incantare il mondo con un pallone
– Dünyayı bir balonla büyülediğini kim gördü
Senza nascondere mai l’uomo dietro il campione
– Asla şampiyonun arkasındaki adamı saklamadan
E poi c’è tutta la passione
– Ve sonra tüm tutku var
E quella cieca e folle determinazione
– Ve bu kör ve çılgın kararlılık
Che la destinazione
– Bu hedef
A volte è un’ossessione
– Bazen bu bir saplantı
Le cicatrici e i trofei
– Yara izleri ve kupalar
A ricordarti chi sei stato e cosa sei
– Kim olduğunu ve ne olduğunu hatırlatmak için
E maglie stese ad asciugare
– Ve kafesler kurumaya gerildi
Sul filo di un destino che oggi può cambiare
– Bugün değişebilecek bir kaderin ipliği üzerinde
E lì a cercarsi un posto
– Ve orada bir yer arıyor
In mezzo a un campo infinito
– Sonsuz bir alanın ortasında
Per poi trovare la gioia
– O zaman neşeyi bul
Quando il tempo ormai sembrava scaduto
– Zaman tükendi gibi görünüyordu zaman
E poi cadere e rialzarsi accettando il dolore
– Ve sonra düş ve acıyı kabul ederek kalk
Sentire come un abbraccio arrivarti dal cuore
– Kalbinden gelen bir kucaklama gibi hissediyorum
Di chi ti ha visto incantare il mondo con un pallone
– Dünyayı bir balonla büyülediğini kim gördü
Senza nascondere mai l’uomo dietro il campione
– Asla şampiyonun arkasındaki adamı saklamadan
Che poi Roberto, in fondo tutto questo amore è pure figlio del coraggio (figlio del coraggio)
– O zaman Roberto, sonunda tüm bu aşk da cesaretin oğlu (cesaretin oğlu)
Di quel campione che toccava ogni pallone come se fosse la vita
– Her topa hayatmış gibi dokunan şampiyonun
Lo so, potrà sembrarti un’esagerazione
– Biliyorum, abartı gibi gelebilir.
Ma pure quel rigore
– Ama aynı zamanda bu ceza
A me ha insegnato un po’ la vita
– Bana küçük bir hayat öğretti

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.