I miss the taste of a sweeter life
– Daha tatlı bir hayatın tadını özlüyorum
I miss the conversation
– Konuşmayı özledim
I’m searching for a song tonight
– Bu gece bir şarkı arıyorum
I’m changing all of the stations
– Tüm istasyonları değiştiriyorum.
I like to think that we had it all
– Bunu yaptığımızı düşünmek istemiyorum
We drew a map to a better place
– Daha iyi bir yer için bir harita çizdik
But on that road, I took a fall
– Ama o yolda düştüm
Oh baby, why did you run away?
– Bebeğim, neden kaçtın?
I was there for you in your darkest times
– En karanlık zamanlarında yanındaydım.
I was there for you in your darkest night
– En karanlık gecende yanındaydım.
But I wonder, where were you?
– Ama merak ediyorum, neredeydin?
When I was at my worst down on my knees
– En kötüsüyken dizlerimin üstüne çöktüm
And you said you had my back
– Ve arkamı kolladığını söylemiştin.
So I wonder, where were you?
– Merak ediyorum, neredeydin?
When all the roads you took came back to me
– Aldığın tüm yollar bana geri döndüğünde
So I’m following the map that leads to you
– Bu yüzden sana giden Haritayı takip ediyorum
The map that leads to you
– Size giden harita
Ain’t nothing I can do
– Yapabileceğim hiçbir şey yok
The map that leads to you
– Size giden harita
Following, following, following to you
– Takip etmek, takip etmek, takip etmek
The map that leads to you
– Size giden harita
Ain’t nothing I can do
– Yapabileceğim hiçbir şey yok
The map that leads to you
– Size giden harita
Following, following, following
– Şu, şu, şu
I hear your voice in my sleep at night
– Gece uykumda sesini duyuyorum.
Hard to resist temptation
– Günaha direnmek zor
‘Cause something strange has come over me
– Çünkü bana garip bir şey geldi.
Now, I can’t get over you
– Şimdi, seni unutamam.
No, I just can’t get over you
– Hayır, sadece seni unutamam.
I was there for you in your darkest times
– En karanlık zamanlarında yanındaydım.
I was there for you in your darkest night
– En karanlık gecende yanındaydım.
But I wonder, where were you?
– Ama merak ediyorum, neredeydin?
When I was at my worst down on my knees
– En kötüsüyken dizlerimin üstüne çöktüm
And you said you had my back
– Ve arkamı kolladığını söylemiştin.
So I wonder, where were you?
– Merak ediyorum, neredeydin?
When all the roads you took came back to me
– Aldığın tüm yollar bana geri döndüğünde
So I’m following the map that leads to you
– Bu yüzden sana giden Haritayı takip ediyorum
The map that leads to you
– Size giden harita
Ain’t nothing I can do
– Yapabileceğim hiçbir şey yok
The map that leads to you
– Size giden harita
Following, following, following to you
– Takip etmek, takip etmek, takip etmek
The map that leads to you
– Size giden harita
Ain’t nothing I can do
– Yapabileceğim hiçbir şey yok
The map that leads to you
– Size giden harita
Oh, oh, oh, ah
– Oh, oh, oh, ah
Oh, oh, oh, ah
– Oh, oh, oh, ah
Ye, ye, ye, ah
– Evet, Evet, Evet, ah
Ah, ah, mmh, ah
– Ah, ah, mmh, ah
Oh, I was there for you
– Oh, senin için oradaydım
Oh, in your darkest times
– Oh, en karanlık zamanlarında
Oh, I was there for you
– Oh, senin için oradaydım
Oh, in your darkest night
– Oh, en karanlık gecende
Oh, I was there for you
– Oh, senin için oradaydım
Oh, in your darkest times
– Oh, en karanlık zamanlarında
Oh, I was there for you
– Oh, senin için oradaydım
Oh, in your darkest night
– Oh, en karanlık gecende
But I wonder, where were you?
– Ama merak ediyorum, neredeydin?
When I was at my worst down on my knees
– En kötüsüyken dizlerimin üstüne çöktüm
And you said you had my back
– Ve arkamı kolladığını söylemiştin.
So I wonder, where were you?
– Merak ediyorum, neredeydin?
When all the roads you took came back to me
– Aldığın tüm yollar bana geri döndüğünde
So I’m following the map that leads to you
– Bu yüzden sana giden Haritayı takip ediyorum
The map that leads to you
– Size giden harita
Ain’t nothing I can do
– Yapabileceğim hiçbir şey yok
The map that leads to you
– Size giden harita
Following, following, following to you
– Takip etmek, takip etmek, takip etmek
The map that leads to you
– Size giden harita
Ain’t nothing I can do
– Yapabileceğim hiçbir şey yok
The map that leads to you
– Size giden harita
Following, following, following
– Şu, şu, şu
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.