Give me fever
– Bana ateş ver
얼음 같은 눈 (그 붉은 눈빛)
– Buzlu gözler (bu kırmızı gözler)
Breaking me in two (나를 흔들지)
– Beni ikiye bölmek (beni Salla)
왕좌에 앉은 네 앞에 설 때
– Senin önünde tahtta durduğumda
내 안에 타는 불길 (타는 불길)
– İçimde yanan alevler (yanan alevler)
What I gotta do? (뜨거운 손이)
– Ne yapmalıyım? (Sıcak eller)
너를 찾아도 (I cannot have it)
– Bunu alabilir miyim )
너에게 손대선 안 돼 절대
– Sana dokunamam. Asla.
하지만 이끌리지 (난 아플수록 널 원해)
– Ama ben çizildim (ne kadar çok hastalanırsam, seni o kadar çok istiyorum.)
멈춰 제발 멈추지 마
– Dur, lütfen durma.
멈춰 제발 멈추지 마
– Dur, lütfen durma.
너 때문에 온몸이 타올라
– Tüm vücudun senin yüzünden yanıyor.
너 때문에 심장이 목말라
– Kalbim senin için susadı.
Like a fever, fever, fever, fever
– Ateş, ateş, ateş, ateş gibi
널 안고 싶어, 널 안고 싶어
– Sana sarılmak istiyorum, sana sarılmak istiyorum.
밀어내도, 내 안에 타올라
– Dışarı it, içimde yanıyor.
재가 돼도, 불꽃이 피어나
– Kül olsa bile, bir alev.
Like a fever, fever, fever
– Ateş, ateş, ateş gibi
널 앓고 싶어, 널 앓고 싶어
– Sana acı çekmek istiyorum, sana acı çekmek istiyorum.
Don’t stop (stop)
– Durma (dur)
그래, all day, all day, 태워줘
– Evet, bütün gün, bütün gün, beni bırak.
Please stop (stop)
– Lütfen dur (dur)
나의 태양이여, 그만, baby, oh baby (ooh)
– Güneşim, dur, bebeğim, oh bebeğim (ooh)
이런 날 어떻게 좀 해줘, 어떻게 좀 날
– Bunu bana nasıl yapıyorsun, bunu bana nasıl yapıyorsun?
날 놓아줘, 날 안아줘
– Bırak beni, sarıl bana.
날 놓아줘, 날 안아줘
– Bırak beni, sarıl bana.
너 때문에 온몸이 타올라
– Tüm vücudun senin yüzünden yanıyor.
너 때문에 심장이 목말라
– Kalbim senin için susadı.
Like a fever, fever, fever, fever
– Ateş, ateş, ateş, ateş gibi
널 안고 싶어, 널 안고 싶어
– Sana sarılmak istiyorum, sana sarılmak istiyorum.
밀어내도 내 안에 타올라
– Eğer dışarı itersen, içimde yanar.
재가 돼도 불꽃이 피어나
– Kül olsa bile, bir alev.
Like a fever, fever, fever
– Ateş, ateş, ateş gibi
널 앓고 싶어, 널 앓고 싶어
– Sana acı çekmek istiyorum, sana acı çekmek istiyorum.
너 때문에 온몸이 타올라
– Tüm vücudun senin yüzünden yanıyor.
너 때문에 심장이 목말라
– Kalbim senin için susadı.
Like a fеver, fever, fеver, fever
– Ateş, ateş, ateş, ateş gibi
널 안고 싶어, 널 안고 싶어
– Sana sarılmak istiyorum, sana sarılmak istiyorum.
밀어내도 내 안에 타올라
– Eğer dışarı itersen, içimde yanar.
재가 돼도 불꽃이 피어나
– Kül olsa bile, bir alev.
Like a fever, fever, fever
– Ateş, ateş, ateş gibi
널 앓고 싶어, 널 앓고 싶어
– Sana acı çekmek istiyorum, sana acı çekmek istiyorum.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.