Ciao, amore
– Merhaba, Aşk
Non piangere, ti mando un bacio (muah)
– Ağlama, sana bir öpücük gönderiyorum (muah)
Scusami, ma a raggiungerti non ce la faccio
– Üzgünüm ama sana ulaşamıyorum.
Lo sai com’è fatta Roma col traffico
– Roma’nın trafikte nasıl olduğunu biliyorsun.
Pure se dai il massimo poi sparisci in un attimo
– Bu o zaman ver senin bile bir anda ortadan kayboluyorsun
Baby (baby), ti dicevo di affacciarti alla finestra (baby)
– Bebeğim, sana pencereden dışarı bakmanı söylüyordum.)
Di stringermi la mano poi mentre scrivevo questa
– Bu yazıyordum süre sonra elim titremeye
Oppure un’altra, ma che importa? È un pezzo di carta
– Ya da başka, ama ne önemi var? Bu bir kağıt parçası
Tu guarda, c’è vento, se esci metti la sciarpa
– Bak, rüzgarlı, Eğer dışarı çıkarsan, bir eşarp giy
Io sto con un amico in motorino (ehi ehi), come nel ’99
– 99’da olduğu gibi bir scooter’da (Hey hey) bir arkadaşımla birlikteyim
Non sono mai stato così vivo (no no)
– Hiç bu kadar canlı olmamıştım (hayır, hayır)
Ho scritto un vaffanculo sopra al cuore (ehi)
– Kalp üzerinde bir lanet yazdım (Hey)
Però trovo ancora le parole
– Ama yine de kelimeleri buluyorum
Per farti sentire grande
– Seni harika hissettirmek için
Pure se non so dove stai
– Nerede olduğunu bilmesem bile
O se mi odi come le altre
– Ya da diğerleri gibi benden nefret ediyorsan
Una volta è colpa tua
– Bir kez senin hatan oldu mu
Due volte è colpa mia
– İki kez benim hatam
Ma dove vai (eh?)
– Ama nereye gidiyorsun (ha?)
Senza di me? (mh-mh-mh)
– Bensiz mi? (mh-mh-mh)
Prendimi a pugni il cuore se ritorno di nuovo da te
– Eğer sana geri dönersem kalbimi yumrukla
Da fuori non sembro solo
– Dışarıdan yalnız görünmüyorum
Ma baby tu sai come sono
– Ama bebeğim nasıl olduğumu biliyorsun
Offrirò a tutti un giro per brindare un’altra volta a te
– Sana bir kez daha kadeh kaldırmak için herkesi bırakırım.
Che mi hai lasciato il segno
– İzimi bıraktığını
Che da quando non ti ho mi perdo
– O zamandan beri kaybolmadım
Sembra ieri, guardavamo il cielo cadere sui tetti dei palazzi
– Dün gibi görünüyor, gökyüzünün sarayların çatılarına düştüğünü izledik
E scioglievi questo nodo che c’ho sempre in gola co’ un filo di voce
– Ve her zaman boğazımda olan bu düğümü bir ses ipliği ile gevşetin
Mi ricordo bene tutte quante le promesse che ci siamo fatti
– Verdiğimiz tüm sözleri hatırlıyorum.
Quello che ricordo meglio è quello che alla fine non ci siamo detti
– En iyi hatırladığım şey, sonunda birbirimize söylemediğimiz şey.
Ora fingo di essere tranquillo
– Şimdi sessiz gibi davranıyorum
Mi dico che è tutto a posto
– Kendime her şeyin yolunda olduğunu söylüyorum
Mando giù un dito di Smirnoff
– Ben send aşağı bir Smirnoff parmak
Per inghiottire un altro strillo
– Başka bir çığlık yutmak için
E scordarmi i tratti del tuo volto
– Ve yüzünüzün özelliklerini unutun
Forse sono a un punto morto
– Belki de durma noktasındayım
È un pezzo che non chiudo occhio
– Bu benim gözümü kapatmadığım bir parça
E a tratti non mi riconosco
– Ve bazen kendimi tanıyamıyorum
Peccato, tempo sprecato
– Çok kötü, boşa zaman
Siamo ad un passo, divisi soltanto da un vetro specchiato
– Sadece aynalı bir camla bölünmüş bir adım uzaktayız
Respiro spezzato, un bicchiere scheggiato sopra la moquette
– Kırık nefes, halının üzerine yontulmuş bir cam
Questa notte lascio impronte
– Bu gece ayak izleri bırakıyorum
Su una strada di polvere
– Tozlu bir yolda
Credevi a tutte le mie bugie
– Tüm yalanlarıma inandın.
Per non restare senza di me (senza di me)
– Bensiz bırakılmamak (bensiz)
Prendimi a pugni il cuore se ritorno di nuovo da te
– Eğer sana geri dönersem kalbimi yumrukla
Da fuori non sembro solo
– Dışarıdan yalnız görünmüyorum
Ma baby tu sai come sono
– Ama bebeğim nasıl olduğumu biliyorsun
Offrirò a tutti un giro per brindare un’altra volta a te
– Sana bir kez daha kadeh kaldırmak için herkesi bırakırım.
Che mi hai lasciato il segno
– İzimi bıraktığını
Che da quando non ti ho mi perdo
– O zamandan beri kaybolmadım
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.