Check my look
– Bakışımı kontrol et
걸음은 like a dance
– Bir dans gibi tempo
좀 더 강하게 choose, 빨간 shoes yeah
– Biraz daha güçlü, kırmızı ayakkabılar seç Evet
No questions what I look
– Soru yok neye benziyorum
Well, this is what I do
– Evet, benim işim bu
또각또각 너에게 다가간다
– Sana tekrar tekrar geliyorum.
ITZY, ITZY, 주문을 외워 right now
– ITZY, ITZY, şu anda emirleri ezberle
말해줄래 네 맘을, I don’t even know
– Bilmiyorum bile, bilmiyorum bile, bilmiyorum bile, bilmiyorum bile, bilmiyorum bile.
I don’t even know, 주문을 걸어
– Bilmiyorum, bir büyü yap.
Hmm, 쏴버려, shoot
– Hmm, vur, vur.
Butterfly처럼, 난 네 맘을 붕
– Bir kelebek gibi, kalbini parçaladım
뻔한 건 싫어, see what I can do
– Açık olmak istemiyorum, ne yapabileceğime bir bak
네 앞에 서서, 내 마음을 훅 (마음을 훅)
– Önünde dur, kalbimi bağla (kalbini bağla)
So what you do? (So what you do?)
– Peki sen ne yapıyorsun? (Peki ne yapıyorsun?)
터트려, kaboom
– Aç şunu, kaboom.
이제 말해봐 네 마음을, ooh
– Şimdi bana kalbini söyle, ooh.
애매한 맘을 정리해봐, you
– Belirsiz hislerini Sırala, sen.
Sorry, 변하지 않아, I’m not fool
– Üzgünüm, bu değişmiyor, aptal değilim
That’s what I do (that’s what I do)
– İşte yaptığım şey (işte yaptığım şey)
Look at my eyes, yeah, yeah
– Gözlerime bak, Evet, Evet
들려 너의 심장 쿵
– Kalbinin sesini duy
Boy, you gotta move
– Oğlum, gitmelisin.
Make a dream, 너와 나 pretty cool (pretty cool)
– Bir rüya yap, sen ve ben oldukça havalı (oldukça havalı)
누가 봐도 (누가 봐도)
– İstersen bir bak, kim olursa olsun, bakın kim olursa olsun )
단 하나의 길밖에 없는걸
– Tek bir yolu var.
결국, 네가 갈 길은 여기 하나뿐인걸
– Sonuçta, gitmenin tek bir yolu var.
빨리 와, 아님 그냥 지나가던가
– Ya geçersin ya da geçersin.
Don’t be silly baby, do not break my heart
– Aptal olma bebeğim, kalbimi kırma
Hmm, 쏴버려, shoot
– Hmm, vur, vur.
Butterfly처럼, 난 네 맘을 붕
– Bir kelebek gibi, kalbini parçaladım
뻔한 건 싫어, see what I can do
– Açık olmak istemiyorum, ne yapabileceğime bir bak
네 앞에 서서, 내 마음을 훅
– Önünüzde durun, kalbimi bağlayın
So what you do? (So what you do?)
– Peki sen ne yapıyorsun? (Peki ne yapıyorsun?)
터트려, kaboom
– Aç şunu, kaboom.
이제 말해봐 네 마음을, ooh
– Şimdi bana kalbini söyle, ooh.
애매한 맘을 정리해봐, you
– Belirsiz hislerini Sırala, sen.
Sorry, 변하지 않아, I’m not fool
– Üzgünüm, bu değişmiyor, aptal değilim
That’s what I do (that’s what I do)
– İşte yaptığım şey (işte yaptığım şey)
La-la-la-la-la-la-la, la-la-la
– La-la-la-la-la-la-la, la-la-la
La-la-la-la-la-la-la (yeah, yeah)
– La-la-la-la-la-la-la (Evet, Evet)
La-la-la-la-la-la
– La-la-la-la-la-la
That’s what I do
– Yaptığım şey bu
I know that’s like a fool, yeah
– Bunun bir aptal gibi olduğunu biliyorum, Evet
But that’s what I do
– Ama benim işim bu
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.