She was 19 with a baby on the way
– O oldu 19 yolda bir bebek ile
On the East-side of the city, she was working every day
– Şehrin doğu tarafında, o her gün çalışıyordu
Cleaning dishes in the evening, she could barely stay awake
– Akşamları bulaşıkları temizlerken, zar zor uyanık kaldı
She was clinging to the feeling that her luck was gonna change
– Şansının değişeceği hissine tutunuyordu.
And, ‘cross town she would take the bus at night
– Ve, ‘ cross town o gece otobüse binerdi
To a one bedroom apartment, and when she’d turn on the light
– Tek yatak odalı bir daireye ve ışığı ne zaman açacağına
She would sit down at the table, tell herself that it’s alright
– Tamam o masada oturup, kendisi söylerdi
She was waiting on the day she hoped her baby would arrive
– Bebeğinin geleceğini umduğu günü bekliyordu.
She’d never be alone
– Asla yalnız kalır
Have someone to hold
– Tutunacak biri var mı
And when nights were cold
– Ve geceler soğukken
She’d say
– Derdi ki
The world’s not perfect, but it’s not that bad
– Dünya mükemmel değil, ama o kadar da kötü değil
If we got each other, and that’s all we have
– Eğer birbirimize sahipsek ve sahip olduğumuz tek şey buysa
I will be your mother, and I’ll hold your hand
– Annen olacağım ve elini tutacağım
You should know I’ll be there for you
– Senin yanında olacağımı bilmelisin.
When the world’s not perfect
– Dünya mükemmel olmadığında
When the world’s not kind
– Dünya nazik olmadığında
If we have each other then we’ll both be fine
– Eğer birbirimize sahipsek, ikimiz de iyi olacağız.
I will be your mother, and I’ll hold your hand
– Annen olacağım ve elini tutacağım
You should know I’ll be there for you
– Senin yanında olacağımı bilmelisin.
They were 90 and were living out their days
– 90 yaşındaydılar ve günlerini yaşıyorlardı
On the West-side of the city next to where they got engaged
– Şehrin batı tarafında nişanlandıkları yerin yanında
They had pictures on the walls of all the memories that they’d made
– Yaptıkları tüm anıların duvarlarında resimleri vardı.
And though life was never easy, they were thankful that they stayed
– Ve hayat hiç kolay olmasa da, kaldıkları için minnettardılar
With each other, and though some times were hard
– Ve bazı zamanlar zor olsa da
Even when she made him angry he would never break her heart
– Onu kızdırdığı zaman bile kalbini asla kırmazdı
No, they didn’t have the money to afford a fancy car
– Hayır, süslü bir araba alacak paraları yoktu.
But they never had to travel ’cause they’d never be apart
– Ama asla seyahat etmek zorunda kalmadılar çünkü asla ayrı olmayacaklardı
Even at the end
– Sonunda bile
Their love was stronger than
– Onların sevgisi daha güçlüydü
The day that they first met
– İlk tanıştıkları gün
They’d say
– Söylediler
The world’s not perfect, but it’s not that bad
– Dünya mükemmel değil, ama o kadar da kötü değil
If we got each other, and that’s all we have
– Eğer birbirimize sahipsek ve sahip olduğumuz tek şey buysa
I will be your lover, and I’ll hold your hand
– Senin sevgilin olacağım ve elini tutacağım
You should know I’ll be there for you
– Senin yanında olacağımı bilmelisin.
When the world’s not perfect
– Dünya mükemmel olmadığında
When the world’s not kind
– Dünya nazik olmadığında
If we have each other then we’ll both be fine
– Eğer birbirimize sahipsek, ikimiz de iyi olacağız.
I will be your lover, and I’ll hold your hand
– Senin sevgilin olacağım ve elini tutacağım
You should know I’ll be there for you
– Senin yanında olacağımı bilmelisin.
You should know I’ll be there for you
– Senin yanında olacağımı bilmelisin.
I’m 23, and my folks are getting old
– 23 yaşındayım ve ailem yaşlanıyor
I know they don’t have forever and I’m scared to be alone
– Biliyorum sonsuza kadar yok ve yalnız kalmaktan korkuyorum
So I’m thankful for my sister, even though sometimes we fight
– Bu yüzden kız kardeşim için minnettarım, bazen kavga etsek bile
When high school wasn’t easy, she’s the reason I survived
– Lise kolay olmadığında, hayatta kalmamın sebebi o.
I know she’d never leave me and I hate to see her cry
– Beni asla terk etmeyeceğini biliyorum Ve ağladığını görmekten nefret ediyorum
So I wrote this verse to tell her that I’m always by her side
– Bu yüzden ona her zaman onun yanında olduğumu söylemek için bu ayeti yazdım
I wrote this verse to tell her that I’m always by her side
– Bu ayeti ona her zaman onun yanında olduğumu söylemek için yazdım
I wrote this verse to tell her that
– Ona bunu söylemek için bu ayeti yazdım
The world’s not perfect, but it’s not that bad
– Dünya mükemmel değil, ama o kadar da kötü değil
If we got each other, and that’s all we have
– Eğer birbirimize sahipsek ve sahip olduğumuz tek şey buysa
I will be your brother, and I’ll hold your hand
– Ben senin kardeşin olacağım ve elini tutacağım
You should know I’ll be there for you
– Senin yanında olacağımı bilmelisin.
When the world’s not perfect
– Dünya mükemmel olmadığında
When the world’s not kind
– Dünya nazik olmadığında
If we have each other then we’ll both be fine
– Eğer birbirimize sahipsek, ikimiz de iyi olacağız.
I will be your brother, and I’ll hold your hand
– Kardeşin olacağım ve elini tutacağım
You should know I’ll be there for you
– Senin yanında olacağımı bilmelisin.
You should know I’ll be there for you
– Senin yanında olacağımı bilmelisin.
Alec Benjamin – If We Have Each Other İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.