Ik begrijp ieder woord
– Her kelimeyi anlıyorum
En ik voel wat ik zie
– Ve ne gördüğümü hissediyorum
Alles is anders
– Her şey farklı
Maar de vraag is bij wie
– Ama soru kiminle
‘k Heb je zo vaak gezegd
– Bunu görmek için sabırsızlanıyorum seni
Niet dat je vecht tegen alles van toen
– O zamanlar her şeyle mücadele ettiğinden değil.
Laten we het anders doen
– Farklı şekilde yapalım.
Het is niet te laat
– Çok geç değil
Wacht voor je gaat
– Gitmeden önce bekle
Je moet weten
– Bilmelisin ki
refrain:
– kaçınmak:
Dat ik zoek naar je hart
– Kalbini aradığımı
Zolang ik nog leef
– Hayatta olduğum sürece
Ook al is al je tijd
– Her zaman olsa bile
Aan een ander besteed
– Başka bir harcanan
Ik zoek naar je ziel
– Ruhunu arıyorum
‘k Ga voor jou door het vuur
– # Senin için ateşin içinden geçeceğim #
Ik verander voor jou
– Değişen senin için buradayım
Omdat ik zo van je hou
– Çünkü seni çok seviyorum. çok
Omdat ik zo van je hou
– Çünkü seni çok seviyorum. çok
‘k Heb heel vaak gedacht
– Bir çok kez düşündüm
Dat je huilt als je lacht (huilt als je lacht)
– Güldüğün zaman ağlarsın (güldüğün zaman ağlarsın)
Hoe kom ik dichter bij jou
– Size nasıl yaklaşılır
Als je me toch niet vertrouwt
– Eğer bana güvenmiyorsan
Maar er komt een moment
– Ama bir an geliyor
Dat je weet wat je voelt
– Ne hissettiğini bildiğini
En ook echt weet
– Ve ayrıca gerçekten biliyor
Wie je nu eigenlijk bent
– Gerçekte kim olduğunu
En dat je nooit meer vergeet
– Ve asla unutmayacaksın
Dat je mij hebt gekend
– Beni tanıdığını
Want je moet weten
– Çünkü bilmek
refrain
– kaçınmak
En ik zoek naar een dag
– Ve bir gün arıyorum
Om te zingen voor jou
– Senin için şarkı söylemek için
Zodat je begrijpt
– Anlamanız için
Dat ik nog van je hou
– Seni hala sevdiğimi
Je hoeft echt nergens heen
– Hiçbir yere gitmek zorunda değilsin
Want je bent niet alleen
– Çünkü değilsin yalnız
Ik verander voor jou
– Değişen senin için buradayım
Omdat ik zo van je hou
– Çünkü seni çok seviyorum. çok
En ik verander mezelf
– Ve kendimi değiştiriyorum
Als het vuur opnieuw brandt
– Ateş tekrar yandığında
Jouw ogen, de mijne
– Gözlerin, benimki
Mijn hand in jouw hand
– Elim senin elinde
En ik voel mij een prins
– Ve bir prens gibi hissediyorum
Als jij me weer vindt
– Eğer beni tekrar bulursan
Dan dat dat je geeft
– Bu sana ne veriyor
Heb ik nooit meer begint
– Bir daha asla başlamadım
Ik verander in goud
– Ben altın açmak
Zodat je weer van me houdt
– Yani beni tekrar seveceksin
Ik verander voor jou
– Değişen senin için buradayım
Omdat ik zo van je hou
– Çünkü seni çok seviyorum. çok
Zo van je hou
– Seni o kadar çok seviyorum
(Omdat ik zo, omdat ik zo)
– (Çünkü ben çok, çünkü ben çok)
Omdat ik zo van je hou (hoo)
– Çünkü seni çok seviyorum (hoo)
Zo van je hou
– Seni o kadar çok seviyorum
Zo van je hou
– Seni o kadar çok seviyorum
(Omdat ik zo, omdat ik zo, omdat ik zo)
– (Çünkü ben çok, çünkü ben çok, çünkü ben çok)
(Zo van je hou)
– (Seni çok seviyorum)
Omdat ik zo van je hou
– Çünkü seni çok seviyorum. çok
(Omdat ik zo, omdat ik zo, omdat ik zo)
– (Çünkü ben çok, çünkü ben çok, çünkü ben çok)
(Zo van je hou)
– (Seni çok seviyorum)
Zo van je hou
– Seni o kadar çok seviyorum
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.