Did you think I’d show up in a limousine? No
– Limuzinle geleceğimi mi sandın? Hayır
Had to save my money for security
– Güvenlik için para biriktirmek zorunda kaldım
Got a stalker walkin’ up and down the street
– Sokakta yürüyen bir sapık var.
Says he’s Satan and he’d like to meet
– Şeytan olduğunu ve tanışmak istediğini söylüyor.
I bought a secret house when I was 17
– 17 yaşındayken gizli bir ev aldım.
Haven’t had a party since I got the keys
– Anahtarları aldığımdan beri parti vermedim.
Had a pretty boy over but he couldn’t stay
– Güzel bir çocuk vardı ama kalamadı
On his way out, made him sign an NDA
– Çıkarken, ona bir NDA imzalattı
Yeah, I made him sign an NDA
– Evet, onda İMZALATTIM.
(Once was good enough) ‘Cause I don’t want him having shit to say
– (Bir zamanlar yeterince iyiydi) çünkü onun bir bok söylemesini istemiyorum
You couldn’t save me but you can’t let me go
– Beni kurtaramadın ama gitmeme izin veremezsin.
I can crave you but you don’t need to know
– Seni özleyebilirim ama bilmene gerek yok.
Mh, mh-mh, mh
– Mh, MH-mh, mh
30 under 30 for another year
– Bir yıl daha 30 yaşın altında 30
I can barely go outside, I think I hate it here (think I hate it here)
– Zar zor dışarı çıkabilirim, sanırım buradan nefret ediyorum (sanırım buradan nefret ediyorum).
Maybe I should think about a new career (mh)
– Belki de yeni bir kariyer düşünmeliyim (mh)
Somewhere in Kauai where I can disappear
– Kauai’de kaybolabileceğim bir yer
I’ve been having fun, getting older now
– Eğleniyorum, yaşlanıyorum.
Didn’t change my number, made him shut his mouth (shut his mouth)
– Numaramı değiştirmedi, ağzını kapattı (ağzını kapat)
At least I gave him something he can cry about
– En azından ona ağlayabileceği bir şey verdim.
I thought about my future but I want it now
– Geleceğimi düşündüm ama şimdi istiyorum.
Mh mh mh, want it now, mh mh mhhh
– Mh MH mh, şimdi istiyorum, mh mh mhhh
You can’t give me up
– Bana verebilirsin
You couldn’t save me but you can’t let me go
– Beni kurtaramadın ama gitmeme izin veremezsin.
I can crave you but you don’t need to know
– Seni özleyebilirim ama bilmene gerek yok.
Did I take it too far? (Too far…)
– O kadar yaptım? Şu ana dek çok…)
Now I know what you are (you are…)
– Şimdi ne olduğunu biliyorum (sen…)
You hit me so hard (so hard…)
– Bana çok sert vurdun (çok sert…)
I saw stars (saw stars…)
– Yıldızları gördüm (yıldızları gördüm…)
Think I took it too far (too far…)
– Sanırım çok ileri götürdüm (çok uzak…)
When I sold you my heart (my heart…)
– Sana kalbimi sattığımda (kalbim…)
How’d it get so dark? (So dark…)
– Nasıl bu kadar karanlık oldu? (Çok karanlık…)
I saw stars (saw stars…)
– Yıldızları gördüm (yıldızları gördüm…)
Stars (stars…)
– Yıldızlar (yıldızlar…)
Billie Eilish – NDA İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.