Which side? Aside
– Hangi taraf? Başka bir yerde
“Baby, viel Spaß”
– “Bebeğim, iyi eğlenceler”
Sagt sie immer dann, wenn ich geh, ja
– Her gittiğimde Evet diyor.
Und schon wieder tust du so
– Ve yine böyle yapıyorsun
Als wär das alles für dich okay, hey
– Sanki her şey senin için sorun değilmiş gibi.
Du bist mir nicht egal
– Seni umursuyorum.
Auch wenn es alle anders sehen, hey
– Herkes farklı görse bile, hey
Denn immer, wenn du schreibst
– Çünkü her yazdığında
Dass du weinst, tut es mir weh, ja
– Ağlaman beni incitiyor, Evet.
Das hier ist fast perfekt (fast)
– Bu neredeyse mükemmel (neredeyse)
Doch wieso dieser ganze Stress? (Ja)
– Ama neden tüm bu stres? (Evet)
Vielleicht hast du recht (ja)
– Belki de haklısın (Evet)
Und ich merk nicht, wie dich das verletzt, ja
– Ve bunun seni nasıl incittiğini anlayamıyorum, Evet
Du kommst nicht klar, wenn ich weg bin
– Ben yokken idare edemezsin.
Immer nur Streit wegen anderen Frauen
– Her zaman sadece diğer kadınlar için kavga
Ich hab kein’ Plan, wie das endet
– Bunun nasıl Biteceğine dair bir planım yok.
Hoffe du weißt, ich vermiss dich auch
– Umarım ben de seni özlediğimi biliyorsundur.
Doch bin wieder unterwegs wie jede Nacht
– Ama her gece olduğu gibi yola geri döndüm
Heute hat es wieder nicht geklappt
– Bugün yine işe yaramadı
Hätte gerne Zeit mit dir verbracht
– Seninle vakit geçirmek isterdim.
Doch ich hör nur wie du sagst
– Ama sadece dediğini duyuyorum.
“Baby, viel Spaß”
– “Bebeğim, iyi eğlenceler”
Sagt sie immer dann, wenn ich geh, ja
– Her gittiğimde Evet diyor.
Und schon wieder tust du so
– Ve yine böyle yapıyorsun
Als wär das alles für dich okay, hey
– Sanki her şey senin için sorun değilmiş gibi.
Du bist mir nicht egal
– Seni umursuyorum.
Auch wenn es alle anders sehen, hey
– Herkes farklı görse bile, hey
Denn immer, wenn du schreibst
– Çünkü her yazdığında
Dass du weinst, tut es mir weh, ja
– Ağlaman beni incitiyor, Evet.
Ja, es tut schon weh (weh), deine Nachricht
– Evet, zaten acıyor (acıyor), mesajınız
Das bin nicht ich, nein, das ist deine Party
– Bu ben değilim, Hayır, bu senin Partin.
Ich glaube, das passiert dir automatisch
– Sanırım bu sana otomatik olarak oluyor.
Wenn du am Ende streiten willst, bitte, dann, viel Spaß, ey
– Eğer sonunda kavga etmek istiyorsan, lütfen, o zaman, iyi eğlenceler, ey
Sag mir, was ist grad dein Problem?
– Söyle bana, şu anda sorunun ne?
Das letzte Mal war ein Versehen
– Geçen sefer bir Kazaydı.
Du kennst meine Dark Side, okay
– Karanlık Tarafımı biliyorsun, tamam mı?
Aber tu nicht so, als hätt ich gar kein Benehmen
– Ama hiç Tavrım yokmuş gibi davranma.
Wieder unterwegs, wie jede Nacht
– Yine yolda, her gece olduğu gibi
Heute hat es wieder nicht geklappt
– Bugün yine işe yaramadı
Hätte gerne Zeit mit dir verbracht
– Seninle vakit geçirmek isterdim.
Doch ich hör nur wie du sagst
– Ama sadece dediğini duyuyorum.
“Baby, viel Spaß”
– “Bebeğim, iyi eğlenceler”
Sagt sie immer dann, wenn ich geh
– Her gittiğimde diyor.
Und schon wieder tust du so
– Ve yine böyle yapıyorsun
Als wär das alles für dich okay
– Sanki her şey senin için sorun değilmiş gibi.
Du bist mir nicht egal
– Seni umursuyorum.
Auch wenn es alle anders sehen
– Herkes farklı görse bile
Denn immer, wenn du schreibst
– Çünkü her yazdığında
Dass du weinst, tut es mir weh
– Ağlaman beni incitiyor.
“Baby, viel Spaß”
– “Bebeğim, iyi eğlenceler”
Sagt sie immer dann, wenn ich geh, ja
– Her gittiğimde Evet diyor.
Und schon wieder tust du so
– Ve yine böyle yapıyorsun
Als wär das alles für dich okay, hey
– Sanki her şey senin için sorun değilmiş gibi.
Du bist mir nicht egal
– Seni umursuyorum.
Auch wenn es alle anders sehen, hey
– Herkes farklı görse bile, hey
Denn immer, wenn du schreibst
– Çünkü her yazdığında
Dass du weinst, tut es mir weh, ja
– Ağlaman beni incitiyor, Evet.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.