To tell the truth, it’s really such a sad affair
– Doğruyu söylemek gerekirse, bu gerçekten çok üzücü bir olay
Standing here and waiting in the cold night air
– Burada duruyorum ve soğuk gece havasında bekliyorum
But I’ve got to make this call
– Ama bu çağrıyı yapmak zorundayım.
Cause my heart is breakin’
– Çünkü kalbim kırılıyor
I hear the pips, drop a coin in the slot
– Tırtılları duyuyorum, yuvaya bir bozuk para düşürüyorum
Has it been that long?
– O kadar oldu mu?
I thought you’d forgotten me
– Beni unuttuğunu sanıyordum.
I know that it’s getting late
– Geç oldu biliyorum
But it just couldn’t wait
– Ama bekleyemedi.
Will I have the nerve to say?
– Söyleyecek cesaretim olacak mı?
I just wanna come back
– Dönmek istiyorum sadece
Or should I just go away?
– Ya da çekip gitmeli miyim?
I just wanna come back
– Dönmek istiyorum sadece
I’ve been struck by such bad luck
– Böyle bir şanssızlık beni şaşırttı
I need a place, a little happiness and some love
– Bir yere, biraz mutluluğa ve biraz sevgiye ihtiyacım var
I think, I can see it now
– Sanırım, şimdi görebiliyorum.
Now let me paint the picture
– Şimdi resmi boyamama izin ver
It’s 12 o’clock and the curtains are drawn
– Saat 12 ve perdeler çizildi
They’re counting sheep down in Orchard Road
– Orchard Yolu’ndaki koyunları sayıyorlar.
You’re hanging on the telephone line tonight
– Bu gece telefon hattına asılıyorsun.
And I wish I could be
– Ve keşke olabilseydim
In Orchard Road
– Orchard Yolu İçinde
Not much been happening here
– Burada pek bir şey yapılmış oluyor
I think I got a job
– Bir iş var bence
They’re gonna call me next week
– Beni haftaya arayacaklar
And I’ll be working out of town
– Ve ben şehir dışında çalışıyor olacağım
Well, it sure beats hanging around
– Tabii asılı atıyor etrafa
What’s that, tomorrow at two?
– Bu ne, yarın saat ikide mi?
You’re kiddin’ me, no?
– Benimle dalga mı geçiyorsun, değil mi?
Is it alright with you?
– Size uyar değil mi?
I don’t know what to say
– Ne desem bilmiyorum
It’ll be like a holiday
– Bir tatil gibi olacak
When you say you’re all alone
– Yapayalnız olduğunu söylediğinde
Makes me wanna come back
– İstememe neden geri dön
And this house is not a home
– Ve bu ev Bir ev değil
I just gotta go back
– Ama geri dönmem gerekiyor
It’s 12:10 when I put down the phone
– Telefonu kapattığımda saat 12: 10
Moon shining down on Orchard Road
– Orchard Road’da parlayan ay
And I’m feeling like a schoolboy again tonight
– Ve bu gece yine bir okul çocuğu gibi hissediyorum
I’ll see you in my dreams
– Rüyalarımda görüşürüz
Of Orchard Road
– Meyve Bahçesi Yolu
It’s funny but I thought I’d never go back
– Komik ama bir daha asla geri dönmeyeceğimi düşündüm.
I think sometimes I might lose track
– Sanırım bazen izini kaybedebilirim.
But I remember you and the things we’d do
– Ama seni ve ne yapacağımızı hatırlıyorum.
I want it back
– Geri istiyorum
In Orchard Road, you’ve got my heart
– Orchard Road’da, kalbimi aldın
I left it in your doorway
– Holde bıraktım
In Orchard Road, a “Welcome back”
– Orchard Road, bir “hoş geldiniz”
Is waiting there just for me?
– Orada sadece beni mi bekliyorsun?
In Orchard Road, the sun will shine again
– Orchard Road’da güneş tekrar parlayacak
I know, I know
– Biliyorum, biliyorum
In Orchard Road, you keep my love
– Orchard Road’da, aşkımı koruyorsun
Just waiting there for me
– Sadece orada beni bekliyor
It’s 8 o’clock and the dawn’s arrived
– Saat 8 oldu ve Şafak geldi
In Orchard Road, it’s breakfast time
– Orchard Road’da kahvaltı zamanı
I climb in my car and I turn the key
– Arabama biniyorum ve anahtarı çeviriyorum
And I’m gone, I am coming home
– Ve ben gidiyorum, eve geliyorum
To Orchard Road
– Orchard Yolu İçin
I’m coming home
– Eve geliyorum
Coming home
– Eve geliyor
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.