When life leaves you high and dry
– Hayat seni yüksek ve kuru bıraktığında
I’ll be at your door tonight
– Bu gece kapında olacağım.
If you need help, if you need help
– Eğer yardıma ihtiyacınız varsa, ihtiyacınız varsa Yardım
I’ll shut down the city lights
– Şehir ışıklarını kapatacağım.
I’ll lie, cheat, I’ll beg and bribe
– Yalan söyleyeceğim, hile yapacağım, yalvaracağım ve rüşvet vereceğim
To make you well, to make you well
– Seni iyi yapmak için, seni iyi yapmak için
When enemies are at your door
– Düşmanlar kapınızdayken
I’ll carry you way from war
– Seni savaştan uzak tutacağım.
If you need help, if you need help
– Eğer yardıma ihtiyacınız varsa, ihtiyacınız varsa Yardım
Your hope dangling by a string
– Bir iple sarkan umudun
I’ll share in your suffering
– Acılarını paylaşacağım.
To make you well, to make you well
– Seni iyi yapmak için, seni iyi yapmak için
Give me reasons to believe
– Bana inanmam için sebepler ver.
That you would do the same for me
– Sen de benim için aynısını yapardın.
And I would do it for you, for you
– Ve bunu senin için yapardım, senin için
Baby, I’m not moving on
– Bebeğim, devam etmeyeceğim.
I’ll love you long after you’re gone
– Sen gittikten çok sonra seni seveceğim.
For you, for you
– Senin için, senin için
You will never sleep alone
– Asla yalnız uyuyamayacaksın.
I’ll love you long after you’re gone
– Sen gittikten çok sonra seni seveceğim.
And long after you’re gone, gone, gone
– Ve sen gittikten, gittikten, gittikten çok sonra
When you fall like a statue
– Heykel gibi düştüğünde
I’m gon’ be there to catch you
– Seni yakalamak için orada olacağım.
Put you on your feet, you on your feet
– Ayaklarının üstüne koy, kalkın sizi
And if your well is empty
– Ve eğer kuyunuz boşsa
Not a thing will prevent me
– Bir şey bana engel olacak
Tell me what you need
– Bana neye ihtiyacın olduğunu söyle
What do you need?
– Neye ihtiyacın var?
I surrender honestly
– Dürüstçe teslim oluyorum.
You’ve always done the same for me
– Benim için hep aynısını yaptın.
So, I would do it for you, for you
– Senin için yapardım, senin için.
Baby, I’m not movin’ on
– Bebeğim, ben bir yere kıpırdamıyorum
I’ll love you long after you’re gone
– Sen gittikten çok sonra seni seveceğim.
For you, for you
– Senin için, senin için
You will never sleep alone
– Asla yalnız uyuyamayacaksın.
I’ll love you long after you’re gone
– Sen gittikten çok sonra seni seveceğim.
And long after you’re gone, gone, gone
– Ve sen gittikten, gittikten, gittikten çok sonra
You’re my backbone
– Sen benim bel kemiğimsin.
You’re my cornerstone
– Sen benim köşe taşımsın.
You’re my crutch when my legs stop moving
– Bacaklarım hareket etmeyi bıraktığında sen benim koltuk değneğimsin.
You’re my headstart
– Sen benim başlangıç noktamsın.
You’re my rugged heart
– Sen benim engebeli kalbimsin
You’re the pulse that I’ve always needed
– Sen her zaman ihtiyacım olan nabızsın.
Like a drum, baby, don’t stop beating
– Davul gibi bebeğim, atmayı bırakma.
Like a drum, baby, don’t stop beating
– Davul gibi bebeğim, atmayı bırakma.
Like a drum, baby, don’t stop beating
– Davul gibi bebeğim, atmayı bırakma.
Like a drum, my heart never stops beating
– Davul gibi kalbim hiç durmadan atıyor
For you, for you
– Senin için, senin için
Baby, I’m not moving on
– Bebeğim, devam etmeyeceğim.
I’ll love you long after you’re gone
– Sen gittikten çok sonra seni seveceğim.
For you, for you
– Senin için, senin için
You will never sleep alone
– Asla yalnız uyuyamayacaksın.
I’ll love you long after you’re gone
– Sen gittikten çok sonra seni seveceğim.
For you, for you
– Senin için, senin için
Baby, I’m not movin’ on
– Bebeğim, ben bir yere kıpırdamıyorum
I’ll love you long after you’re gone
– Sen gittikten çok sonra seni seveceğim.
For you, for you
– Senin için, senin için
You will never sleep alone
– Asla yalnız uyuyamayacaksın.
I’ll love you long, long after you’re gone
– Uzun gittikten sonra uzun süre seveceğim,
Like a drum, baby, don’t stop beating
– Davul gibi bebeğim, atmayı bırakma.
Like a drum, baby, don’t stop beating
– Davul gibi bebeğim, atmayı bırakma.
Like a drum, baby, don’t stop beating
– Davul gibi bebeğim, atmayı bırakma.
Like a drum, my heart never stops beating for you
– Bir davul gibi kalbim senin için atmaktan asla vazgeçmiyor
And long after you’re gone, gone, gone
– Ve sen gittikten, gittikten, gittikten çok sonra
I’ll love you long after you’re gone, gone, gone
– Sen gittikten, gittikten, gittikten çok sonra seni seveceğim.

Phillip Phillips – Gone, Gone, Gone İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.