I feel so extraordinary
– Kendimi olağanüstü hissediyorum.
Something’s got a hold on me
– Bir şey beni tutuyor
I get this feeling I’m in motion
– Hareket halinde olduğumu hissediyorum.
A sudden sense of liberty
– Ani bir özgürlük duygusu
I don’t care ’cause I’m not there
– Umurumda değil çünkü orada değilim.
And I don’t care if I’m here tomorrow
– Yarın burada olmam umurumda değil.
Again and again I’ve taken too much
– Tekrar tekrar çok fazla aldım
Of the things that cost you too much
– Sana çok pahalıya mal olan şeylerden
I used to think that the day would never come
– Günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm.
I’d see delight in the shade of the morning sun
– Sabah güneşinin gölgesinde keyif görürdüm.
My morning sun is the drug that brings me near
– Sabah güneşim beni yakınlaştıran ilaç.
To the childhood I lost, replaced by fear
– Kaybettiğim çocukluğun yerini korku aldı.
I used to think that the day would never come
– Günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm.
That my life would depend on the morning sun
– Hayatımın sabah güneşine bağlı olacağını
When I was a very small boy
– Ben çok küçük bir çocukken
Very small boys talked to me
– Çok küçük çocuklar benimle konuştu
Now that we’ve grown up together
– Artık birlikte büyüdüğümüze göre
They’re afraid of what they see
– Gördüklerinden korkuyorlar.
That’s the price that we all pay
– Hepimizin ödediği bedel bu.
Our valued destiny comes to nothing
– Değerli kaderimiz hiçbir şeye gelmez
I can’t tell you where we’re going
– Nereye gittiğimizi söyleyemem.
I guess there was just no way of knowing
– Sanırım bilmenin bir yolu yoktu.
I used to think that the day would never come
– Günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm.
I’d see delight in the shade of the morning sun
– Sabah güneşinin gölgesinde keyif görürdüm.
My morning sun is the drug that brings me near
– Sabah güneşim beni yakınlaştıran ilaç.
To the childhood I lost, replaced by fear
– Kaybettiğim çocukluğun yerini korku aldı.
I used to think that the day would never come
– Günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm.
That my life would depend on the morning sun
– Hayatımın sabah güneşine bağlı olacağını
I feel so extraordinary
– Kendimi olağanüstü hissediyorum.
Something’s got a hold on me
– Bir şey bana sahip oldu
I get this feeling I’m in motion
– Hareket halinde olduğumu hissediyorum.
A sudden sense of liberty
– Ani bir özgürlük duygusu
The chances are we’ve gone too far
– Şansını çok uzaklaştık vardır
You took my time and you took my money
– Zamanımı ve paramı aldın.
Now I fear you’ve left me standing
– Şimdi beni ayakta bırakmandan korkuyorum.
In a world that’s so demanding
– Çok zorlu bir dünyada
I used to think that the day would never come
– Günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm.
I’d see delight in the shade of the morning sun
– Sabah güneşinin gölgesinde keyif görürdüm.
My morning sun is the drug that brings me near
– Sabah güneşim beni yakınlaştıran ilaç.
To the childhood I lost, replaced by fear
– Kaybettiğim çocukluğun yerini korku aldı.
I used to think that the day would never come
– Günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm.
That my life would depend on the morning sun
– Hayatımın sabah güneşine bağlı olacağını
I used to think that the day would never come
– Günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm.
I’d see delight in the shade of the morning sun
– Sabah güneşinin gölgesinde keyif görürdüm.
My morning sun is the drug that brings me near
– Sabah güneşim beni yakınlaştıran ilaç.
To the childhood I lost, replaced by fear
– Kaybettiğim çocukluğun yerini korku aldı.
I used to think that the day would never come
– Günün asla gelmeyeceğini düşünürdüm.
That my life would depend on the morning sun
– Hayatımın sabah güneşine bağlı olacağını
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.