I been dreaming of a paradise
– Bir cennetin hayalini kuruyordum.
Somewhere a little Paris-like where I wanna be
– Biraz Paris gibi olmak istediğim bir yerde
Let’s travel to the greener side
– Daha yeşil tarafa gidelim
A lovely place inside my mind, don’t you want to see?
– Aklımın içinde güzel bir yer, görmek istemiyor musun?
Imagine layers in a game where we all players
– Hepimizin oynadığı bir oyunda katmanları hayal edin
No more stargazing or police car chasing
– Artık stargazing veya polis arabası kovalamak yok
Imagine life that bring us Lauryn Hill-type of singers
– Bize lauryn Hill’i getiren hayatı hayal edin-şarkıcı türü
Even the righteous schemers still let Christ redeem us
– Dürüst entrikacılar bile hala Mesih’in bizi kurtarmasına izin veriyor
Life is greener on this side, the bеauty that we see
– Hayat bu tarafta daha yeşil, gördüğümüz güzellik
Be coming from inside, imaginе if
– İçeriden geliyor ol, hayal et
You a God and she a goddess
– Sen bir Tanrısın ve o bir tanrıça
My people get free, locked up from weed charges
– Halkım özgürleşiyor, ot suçlamalarından hapsediliyor.
We no longer targets or bodies on the market
– Artık pazardaki hedefleri veya organları hedeflemiyoruz
Clean water coming out of Flint’s faucets, it’s awesome
– Flint’in musluklarından çıkan temiz su, harika
Not being petty, but got petty cash
– Küçük olmak değil, ama küçük nakit var
Everything on the path we already have
– Yoldaki her şey zaten elimizde
Imagine having a woman like Betty Shabazz
– Betty Shabazz gibi bir kadına sahip olduğunu hayal et
Steady with class, ready to blast ’til the chariots pass
– Sınıfta kalın, savaş arabaları geçene kadar patlamaya hazır olun.
To take me to my new destination
– Beni yeni hedefime götürmek için
I think in miracles, it’s my imagination
– Bence mucizelerde bu benim hayal gücümdür.
I been dreaming of a paradise
– Bir cennetin hayalini kuruyordum.
Somewhere a little Paris-like where I wanna be
– Biraz Paris gibi olmak istediğim bir yerde
Let’s travel to the greener side
– Daha yeşil tarafa gidelim
A lovely place inside my mind, don’t you want to see?
– Aklımın içinde güzel bir yer, görmek istemiyor musun?
Imagine days divine, no longer in a race with time
– İlahi günleri hayal et, artık zamanla yarışta değil
Every day we wake up is a day to shine
– Uyandığımız her gün parlayacak bir gün
Imagine you could turn water to your favorite wine
– Suyu en sevdiğiniz şaraba çevirebileceğinizi düşünün
And when you taking down your girl, you can take your time
– Ve kızını alaşağı ettiğinde, acele etmeyebilirsin.
Imagine loving you enough, you don’t need a like
– Seni yeterince sevdiğini hayal et, benzerine ihtiyacın yok
Kids father’s in they life just to lead them right
– Çocukların babası sadece onları doğru yönlendirmek için hayatlarında.
No longer worried ’bout sickness ’cause we eating right
– Artık hastalıktan endişe etmiyoruz çünkü doğru yiyoruz.
Amanda Gorman poems mantras that we recite
– Amanda Gorman okuduğumuz mantraları şiirler
Imagine not being politically correct, but
– Politik olarak doğru olmadığınızı düşünün, ama
Spiritually direct, still giving the respect
– Ruhsal olarak doğrudan, hala saygı duyuyor
Imagine if you could change the world through song
– Dünyayı bir şarkıyla değiştirebileceğinizi düşünün.
No longer do we have to pay back school loans
– Artık okul kredilerini geri ödemek zorunda değiliz.
Imagine in the hood doin’ our own renovations
– Kaputun içinde kendi tadilatlarımızı yaptığımızı hayal et.
Another way to keep the dollars circulatin’
– Doların dolaşmasını sağlamanın başka bir yolu
Mountain tops of patience just to heal a nation
– Sadece bir ulusu iyileştirmek için sabrın dağ tepeleri
Since I was little, I had a big imagination
– Küçüklüğümden beri büyük bir hayal gücüm vardı.
I been dreaming of a paradise
– Bir cennetin hayalini kuruyordum.
Somewhere a little Paris-like where I wanna be
– Biraz Paris gibi olmak istediğim bir yerde
Let’s travel to the greener side
– Daha yeşil tarafa gidelim
A lovely place inside my mind, don’t you want to see?
– Aklımın içinde güzel bir yer, görmek istemiyor musun?
Good times without no care
– Umursamadan güzel zamanlar
Won’t you let me take you there?
– Seni oraya götürmeme izin vermeyecek misin?
Don’t you want to come with me?
– Benimle gelmek istemiyor musun?
Don’t you want to come and see?
– Gelip görmek istemiyor musun?
Good times without no care
– Umursamadan güzel zamanlar
Won’t you let me take you there?
– Seni oraya götürmeme izin vermeyecek misin?
Don’t you want to come with me?
– Benimle gelmek istemiyor musun?
Don’t you want to come and see?
– Gelip görmek istemiyor musun?
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.