들이킬수록 아파도
– Ne kadar çok nefes alırsan, o kadar çok acıyor.
날 내버려 둬, 내버려 놔둬
– Beni rahat bırak, beni rahat bırak.
후회 속에서라도 널 그리도록
– Beni pişmanlıkla resmetmeni istiyorum.
내버려 놔둬
– Yalnız bırakın.
우리의 마지막인 줄도 모른 채
– Bunun sonumuz olduğunu bile bilmiyorum.
끝까지, 널 이기려 들던 나였었지
– Sonuna kadar, seni yenmeye çalışan bendim.
돌아보면 별거 아닌 자존심이 뭐 그리 대단했는지 그렇게
– Arkana baktığında, büyütülecek bir şey değil, büyük bir gurur.
We were just two kids, too young and dumb
– Biz sadece iki çocuktuk, çok genç ve aptaldık.
어리고 멍청한 서툴렀던 맘
– Genç, aptal, sakar.
꽉 안아 줘 유난히 서럽던 그날의
– Sıkı sarıl bana.
너와 날, 너와 날
– Sen ve ben, sen ve ben
잡아주길 바라면서, 밀어냈었고
– Yakalamayı umarak onu uzaklaştırdım.
미안해 그 한 마딜 얘기하는 게 (음)
– Üzgünüm. Tek kelimeden bahsediyorum.
Two kids, too young and dumb
– İki çocuk, çok küçük ve aptal
모든 걸 견디면 달라졌을까?
– Her şeye katlansaydın farklı mı olurdu?
너와 난
– sen ve ben
내 맘 같지 않던, 모든 것에
– Bana benzemeyen her şeyi.
헤어짐의 이유를 더 깊이 새겨 내 (ah, no no no)
– Ayrılmanın nedenlerini daha derine inin (ah, hayır hayır hayır)
서로 미친 듯이 싸우고 또 후회하길 반복해 댄 (반복해 댄)
– Birbirimle deli gibi dövüşmek ve tekrar tekrar pişman olmak istiyorum Dan (Tekrar tekrar pişman olmak istiyorum Dan)
이미 지난 일들을 떠올리기도 해
– Geçmişten gelen şeyleri zaten hatırlıyorum.
이보다 나쁠 수는 없던 이별에
– Bundan daha kötü olamayacak bir ayrılıkta.
그래도 시작은 좀 예뻤던 것 같애
– Ama bence başlangıç biraz güzeldi.
네가 내게 남긴 모든 상처와 흔적들도
– Üzerimde bıraktığın tüm yaralar ve izler.
사랑이었어, 지금도 (지금도)
– Aşktı, şimdi bile (şimdi bile)
We were just 2 kids, too young and dumb
– Daha 2 çocuktuk, çok genç ve aptaldık.
어리고 멍청한 서툴렀던 맘
– Genç, aptal, sakar.
꽉 안아 줘 유난히 서럽던 그날의
– Sıkı sarıl bana.
너와 날, 너와 날 (eh-eh)
– Sen ve ben, sen ve ben (eh-eh)
잡아주길 바라면서, 밀어냈었고 (oh, no no)
– Onu yakalamak istedim ve onu uzaklaştırdım (oh, hayır hayır)
미안해 그 한 마딜 얘기하는 게 (음)
– Üzgünüm. Tek kelimeden bahsediyorum.
Two kids, too young and dumb (too young and dumb)
– İki çocuk, çok genç ve aptal (çok genç ve aptal)
모든 걸 견디면 달라졌을까?
– Her şeye katlansaydın farklı mı olurdu?
We were just too
– Sadece biz de vardı
We were just too young
– Çok gençtik
We were just too young and dumb
– Çok genç ve aptaldık.
We were just too young and dumb
– Çok genç ve aptaldık.
추억마다, 입을 맞춰 하나씩
– Her anı için birer birer.
We were just too young and dumb
– Çok genç ve aptaldık.
Just too young and dumb
– Sadece çok genç ve aptal
너와 난, two kids, too young and dumb
– Sen ve ben, iki çocuk, çok genç ve aptal
어리고 멍청한 서툴렀던 맘
– Genç, aptal, sakar.
꽉 안아 줘 유난히 서럽던 그날의
– Sıkı sarıl bana.
너와 날, 너와 날 (너와 날)
– Sen ve ben, sen ve ben (sen ve ben)
안아주길 바라면서, 밀어냈었고
– Bana sarılmanı istedim ve onu uzaklaştırdım.
사랑해 그 한 마딜 얘기하는 게 (음)
– Seni seviyorum. Tek kelimeden bahsediyorum.
Two kids, too young and dumb (we were just too young and dumb)
– İki çocuk, çok genç ve aptal (biz sadece çok genç ve aptaldık)
시간을 견디며 잊혀져야 할
– Dayanma ve unutulma zamanı
너와 나
– Sen ve ben
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.