BoyWithUke – Two Moons İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Two moons, I can feel myself start catching on fire
– İki ay, kendimi alev almaya başladığımı hissedebiliyorum.
You knew, yeah, you kept it to yourself, to yourself
– Biliyordun, evet, bunu kendine sakladın, kendine
Two moons, I get lost on my way, searching for liars
– İki ay, yolda kayboluyorum, yalancıları arıyorum
This ain’t good for my health, no, this ain’t good for my health
– Bu benim sağlığım için iyi değil, hayır, bu benim sağlığım için iyi değil

Sorry, please excuse me for my mess
– Üzgünüm, lütfen dağınıklığım için özür dilerim.
My heart’s been pouring through my chest
– Kalbim göğsümden akıyor.
I fell through corridors of broken floors
– Kırık zeminlerin koridorlarından düştüm
I’m sorry that I left
– Bıraktığım için özür dilerim
Fell asleep in my new bed
– Yeni yatağımda uyuyakaldım.
I can’t feel happy in my head
– Kafamın içinde mutlu hissedemiyorum.
I see two moons and nothing more
– İki ay görüyorum ve başka bir şey yok
I close my door, I’m left with less
– Kapımı kapatıyorum, daha azıyla kalıyorum.

I don’t feel serene (oh)
– Sakin hissetmiyorum (oh)
No, I don’t feel too clean (oh)
– Hayır, kendimi çok temiz hissetmiyorum (oh)
And I don’t want to be the one to make you cry
– Ve seni ağlatan ben olmak istemiyorum
Oh, plain sight, I’ll start a fight
– Oh, düz görüş, bir dövüş başlatacağım
I’ll tell your friends that I lost my mind
– Arkadaşlarına aklımı kaybettiğimi söyleyeceğim.
And it’ll take a while, but I’ll start to smile
– Biraz zaman alacak ama gülümsemeye başlayacağım.

Broken windows, broken tiles
– Kırık camlar, kırık fayanslar
Frozen willows, go for miles
– Donmuş söğütler, kilometrelerce git
Hope to let go, yeah, that’s a start
– Bırakmayı umuyorum, evet, bu bir başlangıç

And you don’t know where my soul’s headed
– Ve ruhumun nereye gittiğini bilmiyorsun.
And I’m forgetting you
– Ve seni unutuyorum
So I say
– Ben öyle diyorum

Sorry, please excuse me for my mess
– Üzgünüm, lütfen dağınıklığım için özür dilerim.
My heart’s been pouring through my chest
– Kalbim göğsümden akıyor.
I fell through corridors of broken floors
– Kırık zeminlerin koridorlarından düştüm
I’m sorry that I left
– Bıraktığım için özür dilerim
Fell asleep in my new bed
– Yeni yatağımda uyuyakaldım.
I can’t feel happy in my head
– Kafamın içinde mutlu hissedemiyorum.
I see two moons and nothing more
– İki ay görüyorum ve başka bir şey yok
I close my door, I’m left with less
– Kapımı kapatıyorum, daha azıyla kalıyorum.

Left, right, my eyesight is diminishing
– Sol, sağ, görme yeteneğim azalıyor.
My life sucks, at night I tried to finish it
– Hayatım berbat, geceleri bitirmeye çalıştım.
Early, pearly, whites get blurry
– Erken, inci gibi, beyazlar bulanıklaşır
Surely, I’ll go bite the dirty dust
– Elbette, gidip kirli tozu ısıracağım.
Cuts deeper as my head goes nuts
– Kafam deliye dönerken daha derine iniyor
I’ll be a believer if I ever see trust
– Eğer güven görürsem inançlı olacağım.
I must be disgusting rust
– İğrenç bir pas olmalıyım.
God, I hate myself, I just wanna unplug
– Tanrım, kendimden nefret ediyorum, sadece fişini çekmek istiyorum.

Yeah, fuck no
– Evet, siktir hayır
I go where I want to
– İstediğim yere giderim
But I’m stuck in my bedroom
– Ama yatak odamda sıkışıp kaldım.
I’m telling lies to keep myself from hurting those around you
– Etrafındakilere zarar vermemek için yalan söylüyorum.
Yeah, after all these years, I found you
– Evet, bunca yıldan sonra seni buldum.
(I found you)
– (Seni buldum)
(Again)
– (Tekrar)

Sorry, please excuse me for my mess
– Üzgünüm, lütfen dağınıklığım için özür dilerim.
My heart’s been pouring through my chest
– Kalbim göğsümden akıyor.
I fell through corridors of broken floors
– Kırık zeminlerin koridorlarından düştüm
I’m sorry that I left
– Bıraktığım için özür dilerim
Fell asleep in my new bed
– Yeni yatağımda uyuyakaldım.
I can’t feel happy in my head
– Kafamın içinde mutlu hissedemiyorum.
I see two moons and nothing more
– İki ay görüyorum ve başka bir şey yok
I close my door, I’m left with less
– Kapımı kapatıyorum, daha azıyla kalıyorum.

(I close my door, I’m left with less)
– (Kapımı kapatıyorum, daha azıyla kalıyorum)
(I close my door, I’m left with less)
– (Kapımı kapatıyorum, daha azıyla kalıyorum)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın