Du könntest jeden Tag von früh bis spät durch irgendwelche Shops laufen,
– Her gün sabahtan akşama kadar herhangi bir dükkanda yürüyebilirsiniz,
Schau’n was in der Vogue steht und irgendeinen Schrott kaufen.
– Vogue’da ne yazdığına bak ve bir şeyler Al.
Tust du aber nicht, t-t-t, tust du aber nicht.
– Ama bilmiyorsun, t-t-t, ama bilmiyorsun.
Du könntest jedes Mal, wenn du ausgehst, dir ein neues Gesicht aufmalen,
– Her çıktığın zaman kendine yeni bir yüz çizebilirsin.,
Auch wenn es dir Scheiße geht bis über beide Ohren strahlen.
– Her ne kadar berbat olsa da, her iki kulağına da yayılıyor.
Tust du aber nicht, t-t-t, tust du aber nicht.
– Ama bilmiyorsun, t-t-t, ama bilmiyorsun.
Du könntest völlig über- oder aber auch unterbeschäftigt sein, verdammt
– Aşırı ya da yetersiz çalışabilirsin, lanet olsun.
Untersetzt oder übertrieben hässlich sein. Aber nein, aber nein
– Aşağılanmış veya aşırı çirkin olmak. Ama hayır, ama hayır
Du machst’s mir leicht. Ich lieb’ dich so, so, so – oh – so wie du bist, so wie du bist.
– Benim için kolaylaştırıyorsun. Seni çok, çok, çok – oh – olduğun gibi, olduğun gibi seviyorum.
Du machst’s mir leicht. Ich lieb’ dich so, so, so – oh – so wie du bist, so wie du bist.
– Benim için kolaylaştırıyorsun. Seni çok, çok, çok – oh – olduğun gibi, olduğun gibi seviyorum.
Du könntest denken, dass ein Typ mit Bart da oben auf ‘ner Wolke sitzt und,
– Sakallı bir adamın bulutun üzerinde oturduğunu düşünebilirsin.,
Dass die Regierung Nervengift in uns’re Wolken spritzt.
– Hükümet Bulutlarımıza Nörotoksin enjekte ediyor.
Denkst du aber nicht, d-d-d, denkst du aber nicht.
– Ama düşünmüyorsun, d-d – d, düşünmüyorsun.
Du könntest reden, reden, reden und dir irgendetwas sagen, niemals selber
– Konuşabilirsin, konuşabilirsin, konuşabilirsin ve kendine bir şey söyleyebilirsin, asla Kendin değil
überlegen, immer nur die Andern fragen, fragen.
– düşün, sadece diğer sorular, sorular.
Tust du aber nicht, t-t-t, tust du aber nicht.
– Ama bilmiyorsun, t-t-t, ama bilmiyorsun.
Du könntest absolut cholerisch wegen jedem Scheiß herum schrei’n, vollkommen
– Her bok için kesinlikle choleric çığlık atabilirsin.
Hysterisch, oder schlicht und einfach dumm sein. Aber nein, aber nein.
– Histerik ya da sadece aptal olmak. Hayır, hayır, hayır.
Du machst’s mir leicht. Ich lieb’ dich so, so, so – oh – so wie du bist, so wie du bist.
– Benim için kolaylaştırıyorsun. Seni çok, çok, çok – oh – olduğun gibi, olduğun gibi seviyorum.
Du machst’s mir leicht. Ich lieb’ dich so, so, so – oh – so wie du bist, so wie du bist.
– Benim için kolaylaştırıyorsun. Seni çok, çok, çok – oh – olduğun gibi, olduğun gibi seviyorum.
Du hast deine Launen und sogar Nervenfelder. Die hat doch Jeder, doch du versetzt
– Kaprislerin ve hatta sinirlerin var. Bunu herkes yaptı, ama sen ektin.
Mich in Staunen und das seit je her, seit je her.
– Hayrete düştüm ve her zaman, her zaman.
Du machst’s mir leicht. Ich lieb’ dich so, so, so – oh – so wie du bist, so wie du bist.
– Benim için kolaylaştırıyorsun. Seni çok, çok, çok – oh – olduğun gibi, olduğun gibi seviyorum.
Du machst’s mir leicht. Ich lieb’ dich so, so, so – oh – so wie du bist, so wie du bist.
– Benim için kolaylaştırıyorsun. Seni çok, çok, çok – oh – olduğun gibi, olduğun gibi seviyorum.
Du machst’s mir leicht. Ich lieb’ dich so, so, so – oh – so wie du bist, so wie du, so
– Benim için kolaylaştırıyorsun. Seni çok seviyorum, çok, çok-oh-olduğun gibi, senin gibi, çok
Wie du bist. Hey ey,
– Olduğun gibi. Hey hey,
Du machst’s mir leicht. Ich lieb’ dich so, so wie du bist, so wie du bist. So, so, so,
– Benim için kolaylaştırıyorsun. Seni olduğun gibi seviyorum, olduğun gibi. Vay, vay, vay.,
So wie du bist, so wie du bist. Yeah, so wie du bist, so wie du bist.
– Olduğun gibi, olduğun gibi. Evet, olduğun gibi, olduğun gibi.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.