FINNEAS – The 90s İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Sometimes I think about the 90s
– Bazen 90’ları düşünüyorum.
I know that everyone romanticized it
– Herkesin romantikleştirdiğini biliyorum.
But you could sign me up
– Ama beni kaydolabilirsin.
For a world without the internet
– İnternetsiz bir dünya için
Hate how easy they can find me
– Kolay bul beni nasıl nefret
Just by looking up my mom’s address
– Sadece annemin adresine bakarak.
I think about the 90s
– 90’ların düşünüyorum
When I was not a problem yet
– Henüz sorun olmadığım zamanlarda

All the time I should’ve been so happy, I was here
– Her zaman çok mutlu olmalıydım, buradaydım.
Wasting it on worrying, just made it disappear
– Endişelenmek için harcamak, ortadan kaybolmasını sağladı.

Now my head feels so heavy
– Şimdi başım çok ağır geliyor.
I’m left holding up the levee
– Kaldırımı tutuyorum.
Feels so foreign, I’m already home
– Çok yabancı hissediyorum, zaten evdeyim.

I think about the 90s
– 90’ların düşünüyorum
When the future was a testament
– Gelecek bir vasiyetken
To something beautiful and shiny, now
– Güzel ve parlak bir şeye, şimdi
We’re only countin’ down the time that’s left
– Sadece aşağı sayım yapıyoruz’ bu kez sol
With everything behind me
– Arkamdaki her şeyle
I wonder how much of it I’ll forget
– Acaba ne kadarını unutacağım
I think about the 90s
– 90’ların düşünüyorum
When I think about what I regret
– Pişman olduğum şeyi düşündüğümde

All the time I should’ve been so happy, I was here
– Her zaman çok mutlu olmalıydım, buradaydım.
Wasting it on worrying, just made it disappear
– Endişelenmek için harcamak, ortadan kaybolmasını sağladı.

Now my head feels so heavy
– Şimdi başım çok ağır geliyor.
I’m left holding up the levee
– Kaldırımı tutuyorum.
Feels so foreign, I’m already home
– Çok yabancı hissediyorum, zaten evdeyim.
When your heart starts to harden
– Kalbin sertleşmeye başladığında
Lay your guard down in your garden
– Gardını bahçene koy.
Same backyard, but we are not home
– Aynı arka bahçe, ama evde değiliz.

Sometimes I think about the…
– Bazen bunu düşünüyorum…

Sometimes I think about the…
– Bazen bunu düşünüyorum…

(Oh-oh-oh-oh-oh, oh)
– (Oh-oh-oh-oh-oh, oh)

All the time I should’ve been so happy, I was here
– Her zaman çok mutlu olmalıydım, buradaydım.
Wasting it on worrying, just made it disappear
– Endişelenmek için harcamak, ortadan kaybolmasını sağladı.

Now my head feels so heavy
– Şimdi başım çok ağır geliyor.
I’m left holding up the levee
– Kaldırımı tutuyorum.
Feels so foreign, I’m already home
– Çok yabancı hissediyorum, zaten evdeyim.
When your heart starts to harden
– Kalbin sertleşmeye başladığında
Lay your guard down in your garden
– Gardını bahçene koy.
Same backyard, but we are not home
– Aynı arka bahçe, ama evde değiliz.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın