Robert Grace – Break The Silence İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Yeah, I can tell ya
– Evet, diyebilirim
When I’ve had a drink or two, I start to think I’m clever
– Bir iki içki içtiğimde zeki olduğumu düşünmeye başlıyorum.
Late night, callin’ you ain’t gonna make it better
– Gece geç saatlerde, seni aramak daha iyi olmayacak.
But I don’t wanna lose you to anyone else, no
– Ama seni başkasına kaptırmak istemiyorum, hayır

Feelings don’t just disappear
– Duygular öylece kaybolmaz
No, I can’t sleep without you here
– Hayır, sensiz burada uyuyamam.
On my own, but I ain’t callin’
– Tek başıma, ama aramayacağım.
Feel so low, but I keep fallin’
– Çok alçakgönüllü hissediyorum ama düşmeye devam ediyorum.
Oh, I just need time (time)
– Oh, sadece zamana ihtiyacım var (zaman)

Reading your last reply
– Son cevabınızı okumak
I’m stuck in the message and I don’t know why, yeah
– Mesajda sıkışıp kaldım ve nedenini bilmiyorum, evet
Don’t see the warning signs
– Uyarı işaretlerini görmeyin
A few more drinks and I can’t help it
– Birkaç içki daha ve elimde değil

‘Cause I don’t wanna talk to you
– Çünkü seninle konuşmak istemiyorum.
You don’t wanna talk to me, yeah
– Benimle konuşmak istemiyorsun, evet.
But when I get a little fucked up
– Ama biraz sıçtığımda
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.
I don’t wanna talk to you
– Seninle konuşmak istemiyorum
You don’t wanna talk to me, yeah
– Benimle konuşmak istemiyorsun, evet.
But when I get a little fucked up
– Ama biraz sıçtığımda
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.

Remember you said
– Sana demiştim
That if we didn’t fight, you thought it really wasn’t worth it
– Eğer kavga etmeseydik, buna değmeyeceğini düşünüyordun.
Your messed up logic was that nothing could be perfect
– Berbat mantığın hiçbir şeyin mükemmel olamayacağıydı.
You’d rather just see red than nothin’ at all, yeah
– Hiç bir şey görmektense sadece kırmızıyı görmeyi tercih edersin, evet

Reading your last reply
– Son cevabınızı okumak
I’m stuck in the message and I don’t know why, yeah
– Mesajda sıkışıp kaldım ve nedenini bilmiyorum, evet
Don’t see the warning signs
– Uyarı işaretlerini görmeyin
A few more drinks and I can’t help it
– Birkaç içki daha ve elimde değil

‘Cause I don’t wanna talk to you
– Çünkü seninle konuşmak istemiyorum.
You don’t wanna talk to me, yeah
– Benimle konuşmak istemiyorsun, evet.
But when I get a little fucked up
– Ama biraz sıçtığımda
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.
I don’t wanna talk to you
– Seninle konuşmak istemiyorum
You don’t wanna talk to me, yeah
– Benimle konuşmak istemiyorsun, evet.
But when I get a little fucked up
– Ama biraz sıçtığımda
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.

Calling
– Arama
Maybe if we could talk
– Belki konuşabilseydik
I could tell you my thoughts
– Sana düşüncelerimi anlatabilirim.
Always crazy doing nothing
– Hiçbir şey yapmamak her zaman delilik
Might be outta my head
– Kafamdan olabilir
And I’m not makin’ sense
– Ve anlam ifade etmiyorum.
But I’m callin’
– Ama arıyorum

‘Cause I don’t wanna talk to you
– Çünkü seninle konuşmak istemiyorum.
You don’t wanna talk to me, yeah
– Benimle konuşmak istemiyorsun, evet.
But when I get a little fucked up
– Ama biraz sıçtığımda
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.
I don’t wanna talk to you (I don’t wanna talk)
– Seninle konuşmak istemiyorum (konuşmak istemiyorum)
You don’t wanna talk to me
– Benimle konuşmak istemiyorsun.
But when I get a little fucked up
– Ama biraz sıçtığımda
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.

Break, break
– Mola, mola
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.
Yeah (break the silence)
– Evet (sessizliği bozmak)
I don’t wanna talk to you, no
– Seninle konuşmak istemiyorum, hayır
And you don’t wanna talk to me
– Ve benimle konuşmak istemiyorsun
But when I get a little fucked up
– Ama biraz sıçtığımda
I might break the silence
– Sessizliği bozabilirim.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın