David Lee, Rymz, MB, Benny Adam, Obia Le Chef & T. Izzo – Fais Ton Shift Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Ça c’est bon petit beat, bon petit beat
– Bu iyi küçük vuruş, iyi küçük vuruş
Shout out à tous mes employés du mois, tous mes travailleurs autonomes
– Ayın tüm çalışanlarıma, tüm serbest çalışanlarıma haykırın
Toutes mes petites hoes, checkez ça ou quoi
– Bütün küçük çapalarım, şuna bak ya da ne

Fais ton shift, fais le taf
– Mesaini yap, tsk yap
Mon gars, y a pas de congés payés pour les braves
– Evlat, cesurlar için ücretli izin yok.
Fais ton shift, fais le taf
– Mesaini yap, tsk yap
C’est pour ça qu’on travaille plus dur que le Diable
– Bu yüzden Şeytandan daha çok çalışıyoruz.
Dites à ces connasses qui nous collent
– Bize yapışan orospulara söyle.
Que l’argent c’est pas contagieux
– Bu para bulaşıcı değil
Y a qu’à ma daronne que je donne
– Sadece daronne’ma veriyorum.
Y a que pour elle que je fais de mon mieux (tomber pour une michto jamais, jamais)
– Sadece onun için elimden gelenin en iyisini yapıyorum (asla, asla bir michto’ya aşık olma)

Cœur défectueux j’ai le cœur défectueux
– Kusurlu kalp Kusurlu kalbim var
Ce monde finit par tuer les plus affectueux
– Bu dünya en sevecenleri öldürüyor
Le devil avec nous c’est dur d’être vertueux
– Şeytan bizimle erdemli olmak zor
Le passé est trouble, le futur fructueux
– Geçmiş bulanık, gelecek verimli
Pardonne-moi, fuck ’em all, nous contre le monde
– Affet beni, siktir et hepsini, dünyaya karşı bizi
Colorblind, billets bruns, le kush est mauve
– Renk körü, kahverengi banknotlar, kush mor
La monnaie c’est comme l’amour c’est on and on
– Para aşk gibi devam ediyor ve devam ediyor
Au sommet avant qu’on me plombe comme Lennon
– Lennon gibi sikilmeden önce en üstte

I turn an old twenty into new hunnids
– Eski bir yirmiyi yeni hunnidlere dönüştürüyorum.
We working night shift, didn’t get the memo
– Gece vardiyasında çalışıyoruz, notu alamadık.
Look at the style, look at the team, look at the fucking numbers
– Stile bak, takıma bak, lanet numaralara bak
Look at the way I set the stage on fire with my brothers
– Kardeşlerimle sahneyi nasıl ateşe verdiğime bak.
‘Cause the guap won’t be waiting on the grind, no
– Çünkü guap eziyeti beklemeyecek, hayır
Joyride through the world, yeah we ’bout to go
– Dünyayı gezerken, evet gitmek üzereyiz.
MTL on the map, on a cypher
– Harita üzerinde MTL, bir cypher üzerinde
You better get your money up
– İyi para yeşerttin

Fais ton shift, fais le taf
– Mesaini yap, tsk yap
Mon gars, y a pas de congés payés pour les braves
– Evlat, cesurlar için ücretli izin yok.
Fais ton shift, fais le taf
– Mesaini yap, tsk yap
C’est pour ça qu’on travaille plus dur que le Diable
– Bu yüzden Şeytandan daha çok çalışıyoruz.
Dites à ces connasses qui nous collent
– Bize yapışan orospulara söyle.
Que l’argent c’est pas contagieux
– Bu para bulaşıcı değil
Y a qu’à ma daronne que je donne
– Sadece daronne’ma veriyorum.
Y a que pour elle que je fais de mon mieux (tomber pour une michto jamais, jamais)
– Sadece onun için elimden gelenin en iyisini yapıyorum (asla, asla bir michto’ya aşık olma)

J’fais de mon mieux pour la daronne, j’verse le Henny pour mon daron
– Daronne için elimden geleni yaparım, Henny’yi daron’um için doldururum.
Excusez, est-ce qu’on s’connait, oh? (t’es qui?)
– Affedersiniz, birbirimizi tanıyor muyuz? (sen kimsin?)
J’nique des grands-mères et des daronnes, ces rappeurs j’suis leur daron
– J’nique büyükanneler ve daronne’lar, bu rapçiler daron’larını
Donne-moi donne-moi ma monnaie, oh
– Paramı ver, oh
Crave-bi toute la night
– Özlem-bi bütün gece
Je prépare la dose, rien n’est gratuit, où est ma maille?
– Dozu hazırlıyorum, hiçbir şey bedava değil, ağım nerede?
Je prends pas de pause, l’ami la vie c’est l’travail
– Ara vermem, arkadaş hayatı iştir.
Grandi tel une rose dans le gravier, c’est la life, yeah, yeah
– Çakılda bir gül gibi büyüdü, hayat bu, evet, evet

J’fais mon shift (je taf)
– Vardiyamı yapıyorum (tsk)
Fais le tien (vas-y fouette)
– Seninkini yap (git kırbaçla)
De loin j’peux voir le Diable qui me tend la main
– Uzaktan bana ulaşan Şeytanı görebiliyorum.
Mais j’veux pas danser je suis bien, d’un HLM je viens
– Ama dans etmek istemiyorum, iyiyim, bir hlm’den geliyorum
J’avance, j’oublie les freins mais j’oublie jamais les miens
– İlerliyorum, frenleri unutuyorum ama benimkini asla unutmuyorum
L’argent c’est pas contagieux, c’est dangereux
– Para bulaşıcı değildir, tehlikelidir
J’ai vu du monde riche devenir malheureux
– Zengin dünyanın mutsuz olduğunu gördüm.
J’ai vu des amis devenir des ennemis
– Dostların düşman olduğunu gördüm.
J’me suis rendu compte que le prix de l’amitié était peu
– Arkadaşlığın bedelinin çok az olduğunu fark ettim.

Fais ton shift, fais le taf
– Mesaini yap, tsk yap
Mon gars, y a pas de congés payés pour les braves
– Evlat, cesurlar için ücretli izin yok.
Fais ton shift, fais le taf
– Mesaini yap, tsk yap
C’est pour ça qu’on travaille plus dur que le Diable
– Bu yüzden Şeytandan daha çok çalışıyoruz.
Dites à ces connasses qui nous collent
– Bize yapışan orospulara söyle.
Que l’argent c’est pas contagieux
– Bu para bulaşıcı değil
Y a qu’à ma daronne que je donne
– Sadece daronne’ma veriyorum.
Y a que pour elle que je fais de mon mieux (tomber pour une michto jamais, jamais)
– Sadece onun için elimden gelenin en iyisini yapıyorum (asla, asla bir michto’ya aşık olma)

Poto j’ai eu des visions, non j’ai plus de rêves
– Poto Vizyonlarım vardı, hayır daha fazla hayalim var
Par chez nous tu connais l’dicton c’est marche ou crève
– Ya yürü ya öl deyişini bizim tarafımızdan biliyorsun.
Pour les billets j’pars en mission Peaky Blinders
– Biletler için j’pars tr mission Peaky Blinders
Et Papa veut sa maison, les millions m’harcèlent
– Ve babam evini istiyor, milyonlar beni rahatsız ediyor
Y a qu’à ma mère que je donne (que je donne)
– Sadece anneme veriyorum (veriyorum)
Pour elle j’arracherai la lune entière
– Onun için bütün ayı parçalayacağım.
La rue m’a rendu parano (parano)
– Sokak beni paranoyaklaştırdı (paranoyak)
Si elles veulent savoir comment le faire
– Nasıl yapılacağını bilmek istiyorlarsa

Mercy, mercy, mercy
– Merhamet, merhamet, merhamet
J’découpe le game en Lambo’ comme la Murci’
– Lambo’da oyunu Murci gibi kestim.
5000 euros le shift, viens pas demander un feat
– 5000 euro vardiya, başarı isteme
T’en fais trop comme une flic femme
– Kadın polis gibi aşırıya mı kaçıyorsun?
J’fais mon shift et bim bam bom bom bom
– Vardiyamı yapıyorum ve bim bam bom bom bom
J’me souviens de tout même quand j’ai pardonné
– Affettiğimde bile her şeyi hatırlıyorum.
J’tire un trait sur vous sans avoir de poudre au nez
– Burnunda pudra olmadan sana bir çizgi çiziyorum.
Devant les jaloux j’ai le syndrome de la Tourette
– Kıskançların önünde Tourette sendromu var.
J’vais plus à la chicha à cause des beurettes
– Beurettes yüzünden nargile içmeyeceğim.

Fais ton shift, fais le taf
– Mesaini yap, tsk yap
Mon gars, y a pas de congés payés pour les braves
– Evlat, cesurlar için ücretli izin yok.
Fais ton shift, fais le taf
– Mesaini yap, tsk yap
C’est pour ça qu’on travaille plus dur que le Diable
– Bu yüzden Şeytandan daha çok çalışıyoruz.
Dites à ces connasses qui nous collent
– Bize yapışan orospulara söyle.
Que l’argent c’est pas contagieux
– Bu para bulaşıcı değil
Y a qu’à ma daronne que je donne
– Sadece daronne’ma veriyorum.
Y a que pour elle que je fais de mon mieux (tomber pour une michto)
– Sadece onun için elimden gelenin en iyisini yapıyorum (bir michto’ya düşüyorum)

Jamais, jamais
– Asla ve asla
Jamais, jamais
– Asla ve asla
Jamais, jamais (jamais d’la vie)
– Asla, asla (asla hayattan)
Jamais, jamais (jamais d’la vie)
– Asla, asla (asla hayattan)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın