Relation avec toi
– Seninle ilişki
C’est un problème
– Bu bir problem
Plus l’temps
– Daha fazla zaman
Elle sent quand ça va pas, on baise pas comme il faut
– İşler ters gittiğinde, olması gerektiği gibi sevişmediğimizi hissediyor.
Cupidon fait pas l’poids face à Geronimo
– Aşk tanrısı Geronimo’yla kıyaslanamaz.
Dans la street toute la journée, j’aimerais succéder à Marlo
– Bütün gün sokakta Marlo’nun yerine geçmek istiyorum.
J’me fais cramer sans m’excuser, j’suis un fumier, j’suis un salaud
– Özür dilemeden yanarım, ben bir pisliğim, ben bir piçim
Qu’est-ce que tu fais de beau de l’autre côté de l’Atlantique?
– Atlantik’in diğer tarafında güzel ne yapıyorsun?
T’as inspiré ma mélo’, portrait de toi en argentique
– Melo’ma ilham verdin, gümüş renginde portren.
Je m’en fous de ta Ferrari, je t’aimerais si t’étais à vélo
– Ferrari’niz umurumda değil, bisiklete binseydiniz sizi çok severdim.
C’est pas comme ça la vie, recommеnçons à zéro
– Hayat böyle değil, sıfırdan başlayalım
Relation avec toi ne fеra jamais de vieux os
– Seninle ilişki asla eskimeyecek
Nous deux c’est le calme plat, ces chiennes se sont passées le mot
– İkimiz sessiz düzüz, bu sürtükler haberi geçti.
Une bimbo à chaque bras, dès que j’aurais tourné le dos
– Arkamı döner dönmez her kolunda bir sürtük
Abracadabra, t’es au studio plus de réseaux
– Abracadabra, stüdyoda daha çok ağdasın.
Va falloir que tu m’expliques tout ce harem, ces numéros
– Bana tüm bu haremi, bu sayıları açıklamak zorundasın.
On n’est plus en Rome antique, faut ralentir le bédo
– Artık antik Roma’da değiliz, bedo’yu yavaşlatmalıyız.
C’est à ton âme que j’veux accéder, fuck la couleur de ta CB
– Erişmek istediğim şey senin ruhun, cb’nin rengini siktir et
Pas ta crypto, pas ta moula, pas tes euros, j’veux ton bébé
– Ne kriptoların, ne moulaların, ne euroların, bebeğini istiyorum
Elle sent quand ça va pas, on baise pas comme il faut
– İşler ters gittiğinde, olması gerektiği gibi sevişmediğimizi hissediyor.
Cupidon fait pas l’poids face à Geronimo
– Aşk tanrısı Geronimo’yla kıyaslanamaz.
Dans la street toute la journée, j’aimerais succéder à Marlo
– Bütün gün sokakta Marlo’nun yerine geçmek istiyorum.
J’me fais cramer sans m’excuser, j’suis un fumier, j’suis un salaud
– Özür dilemeden yanarım, ben bir pisliğim, ben bir piçim
Qu’est-ce que tu fais de beau de l’autre côté de l’Atlantique?
– Atlantik’in diğer tarafında güzel ne yapıyorsun?
T’as inspiré ma mélo’, portrait de toi en argentique
– Melo’ma ilham verdin, gümüş renginde portren.
Je m’en fous de ta Ferrari, je t’aimerais si t’étais à vélo
– Ferrari’niz umurumda değil, bisiklete binseydiniz sizi çok severdim.
C’est pas comme ça la vie, recommençons à zéro
– Hayat böyle değil, sıfırdan başlayalım
Elle veut que j’sois romantique, mais j’suis déjà dans le Viano
– Romantik olmamı istiyor ama ben zaten Viano’dayım.
J’lui mens comme chez les flics, elle tombera plus dans l’panneau
– Ona polislerdeki gibi yalan söylersem, panele daha çok düşecek.
Aucun chemin ne mène à mon cœur, évidemment c’est déroutant
– Kalbime giden hiçbir yol yok, açıkçası kafa karıştırıcı
J’lui dis d’un air moqueur “l’amour c’est pour les débutants”
– Ona alaycı bir hava ile “aşk yeni başlayanlar içindir” dedim.
Elle veut venir me voir jusqu’aux Etats-Unis
– Beni Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar görmek istiyor.
J’vais au parloir, j’crois que j’viens de croiser Carla Bruni
– Salona gidiyorum, sanırım Carla Bruni ile yeni tanıştım.
Face à Geronimo
– Geronimo ile yüzleşmek
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.