You would not believe your eyes
– Gözlerinize inanamayacaksınız
If ten million fireflies
– Eğer on milyon ateşböceği
Lit up the world as I fell asleep
– Uyurken dünyayı aydınlattım
‘Cause they’d fill the open air
– Çünkü açık havayı doldururlardı.
And leave teardrops everywhere
– Ve her yerde gözyaşı bırak
You’d think me rude, but I would just stand and stare
– Kaba olduğumu düşünürdün ama öylece durup bakardım.
I’d like to make myself believe
– Yapmak istiyorum inanın kendimi
That planet Earth turns slowly
– Dünya gezegeni yavaş yavaş dönüyor
It’s hard to say that I’d rather stay awake when I’m asleep
– Uyurken uyanık kalmayı tercih ettiğimi söylemek zor.
‘Cause everything is never as it seems
– Çünkü her şey asla göründüğü gibi değildir
‘Cause I’d get a thousand hugs
– Çünkü binlerce kez sarılırdım
From ten thousand lightnin’ bugs
– On bin ışık böceğinden
As they tried to teach me how to dance
– Nasıl bana öğretmek için çalıştı gibi dans etmek
A foxtrot above my head
– Başımın üstünde bir fokstrot
A sock hop beneath my bed
– Yatağımın altında bir çorap hop
A disco ball is just hanging by a thread
– Bir disko topu sadece bir iplikle asılı
I’d like to make myself believe
– Yapmak istiyorum inanın kendimi
That planet Earth turns slowly
– Dünya gezegeni yavaş yavaş dönüyor
It’s hard to say that I’d rather stay awake when I’m asleep
– Uyurken uyanık kalmayı tercih ettiğimi söylemek zor.
‘Cause everything is never as it seems
– Çünkü her şey asla göründüğü gibi değildir
(When I fall asleep)
– (Uykuya daldığımda)
Leave my door open just a crack
– Kapımı açık bırak sadece bir çatlak
(Please, take me away from here)
– (Lütfen, beni buradan götür)
‘Cause I feel like such an insomniac
– Çünkü kendimi tam bir uykusuzluk hastası gibi hissediyorum.
(Please, take me away from here)
– (Lütfen, beni buradan götür)
Why do I tire of counting sheep?
– Neden koyun saymaktan yoruldum?
(Please, take me away from here)
– (Lütfen, beni buradan götür)
When I’m far too tired to fall asleep
– Uyuyamayacak kadar yorgun olduğumda
To ten million fireflies
– On milyona kadar ateşböceği
I’m weird, ’cause I hate goodbyes
– Ben garip biriyim, ‘ayrılıklardan nefret ediyorum neden
I got misty eyes as they said, “Farewell”
– “Elveda” dedikleri gibi buğulu gözlerim var.
But I’ll know where several are
– Ama birkaçının nerede olduğunu öğreneceğim.
If my dreams get real bizarre
– Eğer hayallerim gerçekten tuhaflaşırsa
‘Cause I saved a few and I keep them in a jar
– Çünkü birkaç tanesini sakladım ve kavanozda sakladım.
I’d like to make myself believe
– Yapmak istiyorum inanın kendimi
That planet Earth turns slowly
– Dünya gezegeni yavaş yavaş dönüyor
It’s hard to say that I’d rather stay awake when I’m asleep
– Uyurken uyanık kalmayı tercih ettiğimi söylemek zor.
‘Cause everything is never as it seems
– Çünkü her şey asla göründüğü gibi değildir
(When I fall asleep)
– (Uykuya daldığımda)
I’d like to make myself believe
– Yapmak istiyorum inanın kendimi
That planet Earth turns slowly
– Dünya gezegeni yavaş yavaş dönüyor
It’s hard to say that I’d rather stay awake when I’m asleep
– Uyurken uyanık kalmayı tercih ettiğimi söylemek zor.
‘Cause everything is never as it seems
– Çünkü her şey asla göründüğü gibi değildir
(When I fall asleep)
– (Uykuya daldığımda)
I’d like to make myself believe
– Yapmak istiyorum inanın kendimi
That planet Earth turns slowly
– Dünya gezegeni yavaş yavaş dönüyor
It’s hard to say that I’d rather stay awake when I’m asleep
– Uyurken uyanık kalmayı tercih ettiğimi söylemek zor.
Because my dreams are bursting at the seams
– Çünkü hayallerim dikişlerde patlıyor.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.