I don’t need your sympathy
– Sempatine ihtiyacım yok.
There’s nothing you can say or do for me
– Benim için söyleyebileceğin ya da yapabileceğin hiçbir şey yok.
And I don’t want a miracle
– Ve bir mucize istemiyorum
You’ll never change for no one
– Hiç kimse için değişmeyeceksin
And I hear your reasons why
– Ve nedenlerini duyuyorum
Where did you sleep last night?
– Dün gece nerede uyudun?
And was she worth it?
– Ve buna değdi mi?
Was she worth it?
– Buna değer miydi?
I’m strong enough to live without you
– Sensiz yaşayacak kadar güçlüyüm.
Strong enough and I quit crying
– Yeterince güçlüyüm ve ağlamayı bıraktım.
Long enough
– Yeterince uzun
Now I’m strong enough
– Şimdi yeterince güçlüyüm
To know you gotta go
– Gitmen gerektiğini bilmek için
There’s no more to say
– Artık bir şey söylemek
So save your breath and walk away
– Nefesini boşa harcama ve uzaklaş.
No matter what I hear you say
– Ne dediğini duyarsam duyayım
I’m strong enough
– Yeterince güçlüyüm
To know you gotta go
– Gitmen gerektiğini bilmek için
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
So you feel misunderstood
– Çok yanlış hissediyorum
Baby have I got news for you
– Bebeğim sana haberlerim var
On being used, I could write the book
– Kullanıldıktan sonra kitabı yazabilirim.
But you don’t wanna hear about it
– Ama bunu duymak istemezsin.
‘Cause I’ve been losing sleep
– Çünkü uykum kaçıyor.
And you’ve been going cheap
– Ve ucuza gidiyorsun
And she ain’t worth half of me it’s true
– Ve o benim yarıma değmez bu doğru
I’m telling you, that
– Sana söylüyorum, ben
I’m strong enough to live without you
– Sensiz yaşayacak kadar güçlüyüm.
Strong enough and I quit crying
– Yeterince güçlüyüm ve ağlamayı bıraktım.
Long enough now I’m strong enough
– Yeterince uzun şimdi yeterince güçlüyüm
To know you gotta go
– Gitmen gerektiğini bilmek için
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
Come hell or waters high
– Cehenneme ya da yüksek sulara gel
You’ll never see me cry
– Asla beni ağlarken göreceksiniz
This is our last goodbye, it’s true I’m telling you, now
– Bu son vedamız, sana söylediğim doğru, şimdi
I’m strong enough to live without you
– Sensiz yaşayacak kadar güçlüyüm.
Strong enough and I quit crying
– Yeterince güçlüyüm ve ağlamayı bıraktım.
Long enough now I’m strong enough
– Yeterince uzun şimdi yeterince güçlüyüm
To know you gotta go
– Gitmen gerektiğini bilmek için
There’s no more to say
– Artık bir şey söylemek
So save your breath and walk away
– Nefesini boşa harcama ve uzaklaş.
No matter what I hear you say I’m strong enough to know you gotta go
– Duydum ne olursa olsun seni bilecek kadar güçlü olduğumu söylemen gerek
I’m strong enough(you gonna go)
– Ben yeterince güçlüyüm (sen gideceksin)
I’m strong enough
– Yeterince güçlüyüm
Strong enough
– Yeterince güçlü
Strong enough
– Yeterince güçlü
You gonna go
– Sen gideceksin
There’s no more to say
– Artık bir şey söylemek
So save your breath and walk away
– Nefesini boşa harcama ve uzaklaş.
No matter what I hear you say
– Ne dediğini duyarsam duyayım
I’m strong enough
– Yeterince güçlüyüm
To know
– Bilmek
You gonna go
– Sen gideceksin
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
(You gotta go, you gotta go)
– (Gitmelisin, gitmelisin)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.