If I thought that you were cool
– Eğer havalı olduğunu düşünseydim
We would have hung out more in school
– Okula daha fazla hung olmayacaktı.
But now that we have all grown up
– Ama şimdi hepimiz büyüdük
Well, all my friends have given up
– Tüm arkadaşlarım pes etti.
No, there’s nothing left to say (yeah)
– Hayır, söyleyecek bir şey kalmadı (evet)
I just get up and walk away (yeah)
– Sen de kalkıp gideyim (Evet)
If it ain’t broke, don’t try to fix
– Kırılmadıysa, tamir etmeye çalışmayın.
Well, life’s supposed to be this shit
– Hayatın böyle olması gerekiyordu.
Now everything is going wrong
– Şimdi her şey ters gidiyor
I think I changed my mind again
– Sanırım yine fikrimi değiştirdim.
I’m not sure if this is a song
– Bunun bir şarkı olup olmadığından emin değilim.
I don’t even know what I’m saying
– Ne dediğimi bile bilmiyorum
Everything is going wrong
– Her şey ters gidiyor
I think I changed my mind again
– Sanırım yine fikrimi değiştirdim.
I’m not sure if this is the kinda life that I saw my self living
– Benliğimin yaşadığını gördüğüm türden bir hayat olup olmadığından emin değilim.
I don’t need no dating app
– Arkadaşlık uygulamasına ihtiyacım yok.
To tell me if I look like crap
– Bana bok gibi görünüp görünmediğimi söylemek için
To tell me if I’m thin or fat
– Zayıf mıyım yoksa şişman mı olduğumu söylemek için
To tell me, should I shave my rat?
– Faremi tıraş etmeli miyim?
I don’t need no radio, no MTV, no BBC
– Radyoya, mtv’ye, BBC’ye ihtiyacım yok.
I just need a bubble bath to send me on a higher path
– Beni daha yüksek bir yola göndermek için köpük banyosuna ihtiyacım var.
I’m gonna drive my car into the sea
– Arabamı denize süreceğim.
I’m gonna drive downtown looking pretty ordinary
– Şehir merkezine oldukça sıradan görünerek gideceğim.
Too late now, lost track somehow
– Şimdi çok geç, bir şekilde izini kaybettim
I’m like, “Oh my God, this road is pretty harrowing”
– “Aman Tanrım, bu yol oldukça acı verici.”
Down we go while holding hands
– El ele tutuşarak aşağı iniyoruz
If I fuck this up, I’m taking you down with me
– Eğer bu işi batırırsam, seni de yanımda götürürüm.
Too late now, lost track somehow
– Şimdi çok geç, bir şekilde izini kaybettim
Well, if I fuck this up, I’m taking you down with me
– Eğer bu işi batırırsam, seni de yanıma alırım.
I’m gonna drive my car into the sea
– Arabamı denize süreceğim.
I’m gonna drive downtown looking pretty ordinary
– Şehir merkezine oldukça sıradan görünerek gideceğim.
Too late now, lost track somehow
– Şimdi çok geç, bir şekilde izini kaybettim
I’m like, “Oh my God, this road is pretty harrowing”
– “Aman Tanrım, bu yol oldukça acı verici.”
Now everything is going wrong
– Şimdi her şey ters gidiyor
I think I changed my mind again
– Sanırım yine fikrimi değiştirdim.
I’m not sure if this is a song
– Bunun bir şarkı olup olmadığından emin değilim.
I don’t even know what I’m saying
– Ne dediğimi bile bilmiyorum
Everything is going wrong
– Her şey ters gidiyor
I think I changed my mind again
– Sanırım yine fikrimi değiştirdim.
I just need a bubble bath to send me on a higher path
– Beni daha yüksek bir yola göndermek için köpük banyosuna ihtiyacım var.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.