I’m a little wiser, baby
– Biraz daha akıllıyım bebeğim.
I’m a little kinder, baby
– Biraz daha nazikim bebeğim.
After all these years, it’s time to let you know
– Bunca yıldan sonra sana haber vermenin zamanı geldi.
See, I learned some things, my baby
– Gördün mü, bazı şeyler öğrendim bebeğim.
Finally spread my wings to save me
– Sonunda beni kurtarmak için kanatlarımı açtım.
Yes, I lost myself, that’s why I had to go
– Evet, kendimi kaybettim, bu yüzden gitmek zorunda kaldım.
Then the light came up, baby
– Sonra ışık geldi bebeğim.
Right after I forgave me
– Beni affettikten hemen sonra
And I prayed so hard, I thought I’d lose my mind
– Bu kadar sert ve dua ettim, aklımı kaçırdım sandım
I’m a little stronger, baby
– Biraz daha güçlüyüm bebeğim.
Took a little longer, maybe
– Belki biraz daha uzun sürdü.
Tell my younger self to enjoy the ride
– Genç benliğime yolculuğun tadını çıkarmasını söyle.
Do you know, do you know, do you know, I’m doing better?
– Biliyor musun, biliyor musun, daha iyi olduğumu biliyor musun?
Do you know, do you know, do you know, I’m doing better?
– Biliyor musun, biliyor musun, daha iyi olduğumu biliyor musun?
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
I’m a little softer, baby
– Biraz daha yumuşağım bebeğim.
Fighting’s exhausting, baby
– Kavga etmek yorucu bebeğim.
After all these years, it’s time to let it go
– Bunca yıldan sonra, bırakmanın zamanı geldi.
It’s kinda hard to say, my baby
– Söylemesi biraz zor bebeğim.
When you’re in pain, my baby
– Acı çektiğin zaman bebeğim
When your life is breaking down and is out of your control
– Hayatın bozulduğunda ve kontrolden çıktığında
Then the light came up, baby
– Sonra ışık geldi bebeğim.
Right after I forgave me
– Beni affettikten hemen sonra
And I prayed so hard, I thought I’d lose my mind
– Bu kadar sert ve dua ettim, aklımı kaçırdım sandım
I’m a little stronger, baby
– Biraz daha güçlüyüm bebeğim.
Took a little longer, maybe
– Belki biraz daha uzun sürdü.
Tell my younger self to enjoy the ride
– Genç benliğime yolculuğun tadını çıkarmasını söyle.
Do you know, do you know, do you know, the things get better?
– Biliyorsun, biliyorsun, biliyorsun, bu işler daha iyi olacak mı?
Do you know, do you know, do you know?
– Biliyor musun, biliyor musun, biliyor musun?
I had to grow the rose in the dark
– Karanlıkta gülü büyütmek zorundaydım.
I had to grow the rose in the dark
– Karanlıkta gülü büyütmek zorundaydım.
Everybody sees you falling apart
– Herkes dağıldığını görüyor.
I had to grow the rose in the dark
– Karanlıkta gülü büyütmek zorundaydım.
Dark
– Karanlık
Hold out a little longer
– Biraz daha dayan
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
Just hold out a little longer
– Sadece biraz daha dayan
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
It’ll be alright
– Herşey yoluna girecek
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.