Laura Marano – Worst Kind of Hurt İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I spent four years of my life
– Hayatımın dört yılını harcadım.
Thinking we’d be forever
– Sonsuza kadar kalacağımızı düşünmek
God I loved calling you mine
– Tanrı çağıran benim seni sevdiğim
No one knew me better
– Kimse beni daha iyi tanımıyordu.

But we were in different places the whole time
– Ama bunca zaman farklı yerlerdeydik.
We lost the war, but never even had a fight
– Savaşı kaybettik ama hiç kavga bile etmedik.
I wish you made me hate you when we said goodbye
– Keşke veda ettiğimizde senden nefret etmemi sağlasaydın.

The worst kind of hurt
– En kötü acı türü
The kind that just burns
– Sadece yanan türden
Is when there’s no good reason
– İyi bir sebep olmadığında mı
It didn’t work
– İşe yaramadı
When you’re still in love
– Hala aşıkken
But it’s not enough
– Ama bu yeterli değil
And nothing’s even wrong,
– Ve hiçbir şey yanlış bile değil,
But you wish it was
– Ama olanı istersin

You didn’t hurt me
– Acımadı bana
I didn’t hurt you
– Ben bir şey yapmadım sana
I still want you
– Seni hala istiyorum
But we don’t want the same things
– Ama aynı şeyleri istemiyoruz.
We can’t be what we were
– Olduğumuz gibi olamayız.
But I’ll always be yours
– Ama her zaman senin olacağım

That’s the worst kind of
– Bu en kötü tür
Worst kind of hurt, worst kind of hurt (worst kind of hurt)
– En kötü tür incinme, en kötü tür incinme (en kötü tür incinme)

That’s the worst kind of
– Bu en kötü tür
Worst kind of hurt, worst kind of hurt (worst kind of hurt)
– En kötü tür incinme, en kötü tür incinme (en kötü tür incinme)

You could have cheated or lied
– Hile yapabilirdin ya da yalan söyleyebilirdin.
You could have just made it easy
– Bunu kolaylaştırabilirdin.
But I know that you tried
– Ama denediğini biliyorum.
And I tried and we tried but sometimes
– Ve denedim ve denedik ama bazen
There’s nothing you can do
– Yapabileceğin hiçbir şey yok
I swear that (I swear that)
– Yemin ederim (yemin ederim)
The worst kind of hurt
– En kötü acı türü
The kind that just burns
– Sadece yanan türden
Is when there’s no good reason
– İyi bir sebep olmadığında mı
It didn’t work (it didn’t work)
– İşe yaramadı (işe yaramadı)
When you’re still in love
– Hala aşıkken
But it’s not enough
– Ama bu yeterli değil
And nothing’s even wrong,
– Ve hiçbir şey yanlış bile değil,
But you wish it was
– Ama olanı istersin

You didn’t hurt me
– Acımadı bana
I didn’t hurt you (I didn’t hurt you)
– Seni incitmedim (Seni incitmedim)
I still want you
– Seni hala istiyorum
But we don’t want the same things
– Ama aynı şeyleri istemiyoruz.
We can’t be what we were
– Olduğumuz gibi olamayız.
But I’ll always be yours (always be yours)
– Ama her zaman senin olacağım (her zaman senin olacağım)

That’s the worst kind of
– Bu en kötü tür
Worst kind of hurt, worst kind of hurt (worst kind of hurt)
– En kötü tür incinme, en kötü tür incinme (en kötü tür incinme)

That’s the worst kind of
– Bu en kötü tür
Worst kind of hurt, worst kind of hurt (worst kind of hurt)
– En kötü tür incinme, en kötü tür incinme (en kötü tür incinme)

But we were in different places the whole time
– Ama bunca zaman farklı yerlerdeydik.
We lost the war, but never even had a fight
– Savaşı kaybettik ama hiç kavga bile etmedik.
I wish you made me hate you when we said goodbye
– Keşke veda ettiğimizde senden nefret etmemi sağlasaydın.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın