The Jam – Town Called Malice İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Better stop dreaming of the quiet life
– Sessiz bir hayat hayal etmeyi bıraksan iyi olur.
‘Cause it’s the one we’ll never know
– Çünkü asla bilemeyeceğimiz o
And quit running for the runaway bus
– Ve kaçak otobüse koşmayı bırak
‘Cause those rosy days are few
– Çünkü o pembe günler çok az
And stop apologising
– Ve özür dilemeyi bırak
For the things you’ve never done
– Hiç yapmadığın şeyler için
‘Cause time is short and life is cruel
– Çünkü zaman kısa ve hayat acımasız
But it’s up to us to change
– Ama değişmek bize kalmış.
This town called
– Bu kasabanın adı

Rows and rows of dis-used milk floats
– Kullanılmış süt şamandıralarının sıraları ve sıraları
Stand dying in the dairy yard
– Süt bahçesinde ölmeye devam et
And a hundred lonely housewives
– Ve yüzlerce yalnız ev hanımı
Clutch empty milk bottles to their hearts
– Boş süt şişelerini kalplerine debriyajla
Hanging out their old love letters
– Eski aşk mektuplarını asıyorlar.
On the line to dry
– Kuruması için hatta
It’s enough to make you stop believing
– İnanmayı bırakman için yeterli.
When tears come fast and furious
– Gözyaşları hızlı ve öfkeli geldiğinde
In a town called malice
– Kötülük denen bir kasabada

Yeah, eh, eh, yeah
– Evet, eh, eh, evet

Ba, ba, ba, ba, ba, da, ba
– Ba, ba, ba, ba, ba, da, ba
Ba, ba, ba, ba, da, oh
– Ba, ba, ba, ba, da, oh
Ba, ba, ba, ba, ba, da, ba
– Ba, ba, ba, ba, ba, da, ba
Ba, ba, ba, ba, ba
– Ba, ba, ba, ba, ba

Struggle after struggle
– Mücadeleden sonra mücadele
Year after year
– Yıldan yıla
The atmosphere’s a fine blend of ice
– Atmosfer buzun güzel bir karışımı.
I’m almost stone cold dead
– Neredeyse taş gibi ölüyordum.
In a town called malice
– Kötülük denen bir kasabada

Oooh, yeah
– Oooh, evet

A whole street’s belief
– Bütün bir sokağın inancı
In Sunday’s roast beef
– Pazar günkü biftekte
Gets dashed against the Co-Op
– Kooperatife karşı kesiliyor
To either cut down on beer
– Birayı kısmak için
Or the kids’ new gear
– Ya da çocukların yeni teçhizatı
It’s a big decision
– Bu büyük bir karar
In a town called malice
– Kötülük denen bir kasabada

Ooh, yeah
– Ooh, evet

Ooooh, ooooh
– Ooooh, ooooh

The ghost of a steam train
– Buharlı trenin hayaleti
Echoes down my track
– İzimde yankılar
It’s at the moment bound for nowhere
– Şu anda hiçbir yere bağlı değil
Just going round and round
– Sadece dönüp dolaşıp
Oh, playground kids and creaking swings
– Oh, oyun alanı çocukları ve gıcırdayan salıncaklar
Lost laughter in the breeze
– Esintide kahkahayı kaybettim
I could go on for hours
– Saatlerce devam edebilirim
And I probably will
– Ve muhtemelen yapacağım
But I’d sooner put some joy back in
– Ama biraz neşe katmayı tercih ederim.
This town called malice
– Bu kasabanın adı kötülük

Yeah, eh, eh, yeah
– Evet, eh, eh, evet

Ooooh, ooooh
– Ooooh, ooooh

In this town called malice
– Kötülük denen bu kasabada

Yeah
– Evet

In this town called malice…
– Kötülük denen bu kasabada…




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın