One, two
– Bir, iki
Warm night, can’t sleep
– Sıcak bir gece, uyuyamıyorum
Too hurt, too weak, gotta call her up
– Çok incinmiş, çok zayıf, onu aramalıyım.
Dial that number, no one answers
– O numarayı çevir, kimse cevap vermiyor.
‘Til it’s two o’clock
– Saat iki olana kadar
And if by chance, you let me come over
– Ve eğer şans eseri gelmeme izin verirsen
Out on the street, I wanna see you, baby
– Dışarıda, seni görmek istiyorum bebeğim.
And if by chance, you let me just hold ya
– Ve eğer şans eseri, sana sarılmama izin verirsen
I’m down on my knee, I wanna please you, baby
– Diz çöktüm, seni memnun etmek istiyorum bebeğim.
Ooh, I’ll be your righteous lover
– Ooh, senin dürüst sevgilin olacağım.
She said, “Sugar, honey, darling”
– “Şekerim, tatlım, sevgilim” dedi.
I really wanna see you, too
– Seni görmeyi çok istiyorum
I bet you do, bet you do, bet you do
– Eminim öyledir, eminim öyledir, eminim öyledir
It’s just that someone’s over
– Sadece biri bitti.
And baby, I really wanna be with you
– Ve bebeğim, gerçekten seninle olmak istiyorum.
But if by chance you let me just hold ya
– Ama eğer şans eseri sana sarılmama izin verirsen
I’m callin’, I’m free, I wanna see you, baby
– Arıyorum, özgürüm, seni görmek istiyorum bebeğim.
Ooh, when in need, you said you would be here
– İhtiyacı olduğunda burada olacağını söylemiştin.
And you hold the key to my very being, baby, I
– Ve sen benim varlığımın anahtarını tut bebeğim, ben
(I love you, baby) I love you, baby
– (Seni seviyorum bebeğim) Seni seviyorum bebeğim
If you are that special lover
– Eğer o özel aşıksan
And love keeps you tied to another
– Ve aşk seni bir başkasına bağlı tutar
That’s the way it goes on love’s train
– Aşk treninde işler böyle yürür
Sometimes, heartstrings can be broken
– Bazen kalp telleri kırılabilir
But you just have to keep on goin’
– Ama devam etmek zorundasın.
That’s the way it goes on the love’s train
– Aşk treninde işler böyle yürür
On a warm night, lady wants her baby
– Sıcak bir gecede, bayan bebeğini istiyor
So she calls him up (ah-ah-auh)
– Bu yüzden onu çağırıyor (ah-ah-auh)
When it ring-a-ling it only means one thing, come on
– Çaldığında tek bir anlamı olur, hadi
Dial that number, no one answers
– O numarayı çevir, kimse cevap vermiyor.
‘Til it’s two o’clock
– Saat iki olana kadar
And if by chance, you just come on over, girl
– Ve eğer şans eseri, sadece buraya gel, kızım
I’m sick and, please, I’ve got to see you, baby
– Hastayım ve lütfen seni görmeliyim bebeğim.
Ooh, when in need
– Ooh, ihtiyaç duyulduğunda
You said you would be right here
– Burada olacağını söylemiştin.
Well, I’m in need
– Evet, ihtiyacım var
I need you to please believe, please believe
– Lütfen inanmanı istiyorum, lütfen inan
I love you, baby
– Seni seviyorum bebeğim
If you are (whoa) that special lover
– Eğer o özel aşıksan
And love keeps you tied to another
– Ve aşk seni bir başkasına bağlı tutar
That’s the way it goes on love’s train
– Aşk treninde işler böyle yürür
You don’t need, no, you don’t need no ticket to ride
– İhtiyacın yok, hayır, binmek için bilete ihtiyacın yok
Sometimes, heartstrings can be broken
– Bazen kalp telleri kırılabilir
But you just have to keep on goin’
– Ama devam etmek zorundasın.
That’s the way it goes on the love’s train
– Aşk treninde işler böyle yürür
Listen baby, listen baby
– Dinle bebeğim, dinle bebeğim
If deep sorrow, you’ve been soakin’
– Eğer derin üzüntü duyuyorsan, sırılsıklam olmuşsundur.
But you just have to keep on strokin’
– Ama sadece okşamaya devam etmelisin.
That’s the way it goes on love’s train
– Aşk treninde işler böyle yürür
(Love’s a hurtin’ thing, yo, it makes you want to cry, come on)
– (Aşk acı veren bir şeydir, yo, ağlamak istemeni sağlar, hadi)
If you are that special lover
– Eğer o özel aşıksan
And love keeps you tied to another
– Ve aşk seni bir başkasına bağlı tutar
That’s the way it goes on the love’s train
– Aşk treninde işler böyle yürür
Oh
– Ey
Bruno Mars, Anderson .Paak & Silk Sonic – Love’s Train İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.