DA Uzi – Hmmm (Laisse tomber) Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Yes we are, Lemsi
– Evet öyleyiz Lemsi.

Hmm, laisse tomber
– Hmm, bırak şunu
J’veux même plus rester en bas
– Artık yerde kalmak bile istemiyorum.
Hmm, laisse tomber
– Hmm, bırak şunu
J’veux même plus rester en bas
– Artık yerde kalmak bile istemiyorum.
Hmm, laisse tomber
– Hmm, bırak şunu
J’crois qu’là-bas, ils m’entendent pas
– Sanırım beni orada duyamıyorlar.
Hmm, laisse tomber
– Hmm, bırak şunu
J’crois qu’ils sont même pas comme moi
– Sanırım onlar benim gibi bile değiller.

La vie est belle jusqu’à quand? J’me demande
– Ne zamandır hayat güzel? Merak ediyorum
Hier, j’étais pauvre, j’aime trop la banque, j’ai pas peur de demander à ma bande
– Dün fakirdim, bankayı çok seviyorum, çeteme sormaktan korkmuyorum.
J’connais les bruits, j’suis de Sevran, j’connais la CP et l’KGB
– Sesleri biliyorum, Sevran’lıyım, CP ve Kgb’yi biliyorum.
J’allais braquer, neuf heures du mat’, moto volée, locale poubelle, ouais
– Sabah saat dokuzda soyacaktım, çalıntı motosiklet, yerel çöp, evet
On fait la rue, on n’est pas sous tutelle, retraite en Espagne
– Caddeyi yapıyoruz, vesayet altında değiliz, İspanya’ya çekiliyoruz
J’me fais voir, j’finis Pichichi, ouais, ouais
– Görünüyorum, Pichichi’yi bitiriyorum, evet, evet

Faut qu’j’emmène madame, qu’on mange la vie à pleines dents
– Bayan almalıyım, hayatı dolu dolu yemek var
Aux Maldives, t’inquiète, y aura même pas d’pain
– Maldivler’de endişelenme, havaalanı bile olmayacak.
La vie, apprends, faut qu’j’écoute tout, tout, s’en devenir un toutou
– Hayat, öğren, her şeyi dinlemeliyim, her şeyi, bir köpek olmak
Ça tire partout, t’es à bout d’souffle
– Her yere ateş ediyor, nefesin kesiliyor.
La boue sur les habits, les yeux ailleurs, ma gueule, j’suis dans un Genjutsu
– Giysilerimde çamur, başka bir yerde gözler, ağzım, bir Genjutsu’dayım
Faut qu’j’devienne un king comme les Gypsy
– Çingeneler gibi kral olmalıyım.

Hmm, laisse tomber (laisse, laisse, laisse)
– Bırak onu (tasma, tasma, tasma)
J’veux même plus rester en bas (ils m’aimeront pas si j’leur dis, oh)
– Artık aşağı kalmak bile istemiyorum (onlara söylersem benden hoşlanmayacaklar, oh)
Hmm, laisse tomber (nan, nan, nan)
– Hmm, unut gitsin (hayır, hayır, hayır)
J’veux même plus rester en bas (j’vais pas y laisser tout mon cardio)
– Artık yerde kalmak bile istemiyorum (tüm kardiyomu orada bırakmayacağım).
Hmm, laisse tomber (yah, yah, yah, yah)
– Hmm, bırak (yah, yah, yah, yah)
J’crois qu’là-bas, ils m’entendent pas (ils m’entendent jamais d’la vida)
– Sanırım beni orada duyamıyorlar (beni asla la vida’dan duymuyorlar)
Hmm, laisse tomber (j’suis là tous les jours comme les infos)
– Hmm, unut gitsin (Her gün haberlerde olduğu gibi buradayım)
J’crois qu’ils sont même pas comme moi (et j’suis connu dans mon village)
– Sanırım onlar benim gibi bile değiller (ve köyümde tanınıyorum)

La tête pleine, le cœur en manque, moque toi d’moi
– Dolu bir kafayla, kırık bir kalple, benimle dalga geç
Les qualités sont hautes, sur mama, j’parle qu’à Calypso
– Nitelikler yüksek, annemde, sadece Calypso ile konuşuyorum.
Solo dans la tchop comme Batman
– Batman gibi pirzolada solo
Celui qu’a aucun pouvoir mais qu’a l’pouvoir d’effrayer les djos, ouais, ouais
– Gücü olmayan ama DJ’leri korkutabilecek güce sahip olan, evet, evet
Le cœur sur le réchaud comme la résine
– Reçine gibi ocaktaki kalp
Trop d’balances dans l’réseau, t’as trop peu d’couilles pour si grosses sommes
– Ağda çok fazla ölçek var, bu kadar büyük miktarlar için çok az topunuz var

On aime les nôtres, on négocie, avec les autres, on peut être sombre
– Kendimizinkini seviyoruz, pazarlık ediyoruz, başkalarıyla, kasvetli olabiliriz
Des fois, j’demande à Dieu toutes les choses que j’peux pas leur dire
– Bazen Tanrı’dan onlara söyleyemediğim her şeyi istiyorum.
Des fois, j’demande à Dieu tout plein d’trucs que j’peux pas avoir
– Bazen Tanrı’dan sahip olamayacağım bir sürü şey istiyorum.
Faut qu’j’change ma vie, des fois, j’ai honte, j’peux pas leur dire
– Hayatımı değiştirmek zorundayım, bazen utanıyorum, onlara söyleyemem.
Que d’la rage dans les veines, moi, mais qu’en est-il de toi mon gars?
– Peki ya damarlarımdaki öfke, ben, peki ya sen, adamım?
Si j’t’allume, tu restes sur un lit (mmh)
– Seni azdırırsam, yatakta kalırsın (mmh)

Hmm, laisse tomber (laisse, laisse, laisse)
– Bırak onu (tasma, tasma, tasma)
J’veux même plus rester en bas (ils m’aimeront pas si j’leur dis, oh)
– Artık aşağı kalmak bile istemiyorum (onlara söylersem benden hoşlanmayacaklar, oh)
Hmm, laisse tomber (nan, nan, nan)
– Hmm, unut gitsin (hayır, hayır, hayır)
J’veux même plus rester en bas (j’vais pas y laisser tout mon cardio)
– Artık yerde kalmak bile istemiyorum (tüm kardiyomu orada bırakmayacağım).
Hmm, laisse tomber (yah, yah, yah, yah)
– Hmm, bırak (yah, yah, yah, yah)
J’crois qu’là-bas, ils m’entendent pas (ils m’entendent jamais d’la vida)
– Sanırım beni orada duyamıyorlar (beni asla la vida’dan duymuyorlar)
Hmm, laisse tomber (j’suis là tous les jours comme les infos)
– Hmm, unut gitsin (Her gün haberlerde olduğu gibi buradayım)
J’crois qu’ils sont même pas comme moi (et j’suis connu dans mon village)
– Sanırım onlar benim gibi bile değiller (ve köyümde tanınıyorum)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın