I was a stranger in the city
– Şehirde yabancıydım.
Out of town were the people I knew
– Tanıdığım insanlar şehir dışındaydı.
I had that feeling of self-pity
– Kendime acıma duygum vardı.
What to do? What to do? What to do?
– Ne yapmalı? Ne yapmalı? Ne yapmalı?
The outlook was decidedly blue
– Görünüm kesinlikle maviydi
But as I walked through the foggy streets alone
– Ama sisli sokaklarda tek başıma yürürken
It turned out to be the luckiest day I’ve known
– Tanıdığım en şanslı gün olduğu ortaya çıktı.
A foggy day in London Town
– Londra kasabasında sisli bir gün
Had me low and had me down
– Beni alçalttı ve aşağı indirdi
I viewed the morning with alarm
– Sabahı alarmla izledim.
The British Museum had lost its charm
– British Museum cazibesini kaybetmişti.
How long, I wondered, could this thing last?
– Acaba bu şey ne kadar sürebilir?
But the age of miracles hadn’t passed,
– Ama mucizeler çağı geçmemişti,
For, suddenly, I saw you there
– Çünkü aniden seni orada gördüm.
And through foggy London Town
– Ve sisli Londra Kasabasından
The sun was shining everywhere.
– Güneş her yerde parlıyordu.
Petula Clark – A Foggy Day İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.