This is the Big One
– Bu Büyük Olan.
Mami, te lloré hasta un río
– Anne, seni nehre kadar ağladım.
Juro que estoy arrepentido
– Yemin ederim özür dilerim.
No quiero que lo nuestro sea olvido
– Bizimkinin unutulmasını istemiyorum.
Sabes que te llevo conmigo
– Seni yanımda götürdüğümü biliyorsun.
Ojos que no ven, corazón que no siente
– Görmeyen gözler, hissetmeyen kalp
Pero no tapaste mi oído
– Ama kulağımı tıkamadın.
Y vi la verdad, lo negó tu mirada
– Ve gerçeği gördüm, senin bakışını inkar ettim
Pero lo leí en tu latido
– Ama göz açıp kapayıncaya kadar okudum.
Mami, no me olvido de tu nombre
– Anne, adını unutmadım.
En la calle te andan diciendo
– Sokakta sana söylüyorlar.
Que tu amor a mí no me corresponde
– Aşkının bana uymadığını
Y que hace tiempo que te estoy mintiendo
– Ve uzun zamandır sana yalan söylediğimi
Mami, no me olvido de tu nombre
– Anne, adını unutmadım.
En la calle te andan diciendo (diciendo)
– Sokakta sana söylüyorlar (diyorlar)
Que tu amor a mí no me corresponde
– Aşkının bana uymadığını
Y que hace tiempo que te estoy mintiendo
– Ve uzun zamandır sana yalan söylediğimi
Estuve una semana sin volver a casa para no pensarte
– Seni düşünmeyeyim diye bir haftalığına eve gelmedim.
Pero no me funcionó
– Ama benim için işe yaramadı
Y si ya te fuiste, no sé por qué trato de escaparme
– Ve sen zaten gitmişsen, neden kaçmaya çalıştığımı bilmiyorum.
Sé que nunca fue la solución
– Asla çözüm olmadığını biliyorum.
Si alguien te lastima, llámame que yo voy
– Biri canını yakarsa, beni ara Geliyorum
Que te llego en diez minuto’, no importa dónde estoy
– Nerede olursam olayım sana on dakika içinde ulaşacağımı
Si es tu casa o la mía, sabés la dirección
– Eğer senin evinse ya da benimse, adresi biliyorsun
Te voy a busca’ a Colombia, Miami o New York
– Seni Kolombiya, Miami veya New York’ta arayacağım.
Me subo a otro avión, vuelo hasta tu país
– Başka bir uçağa binip ülkenize uçuyorum.
Deseo encontrarte en Roma, Londres o París
– Sizinle Roma, Londra veya Paris’te buluşmak istiyorum.
Siguiendo el olor de tu Givenchy
– Givenchy’nin kokusunu takip etmek
Siempre vas a ser ma chérie
– Her zaman ma chérie olacaksın.
Ojos que no ven, corazón que no siente
– Görmeyen gözler, hissetmeyen kalp
Pero no tapaste mi oído (mi oído)
– Ama kulağımı kapatmadın (kulağım)
Y vi la verdad, lo negó tu mirada
– Ve gerçeği gördüm, senin bakışını inkar ettim
Pero lo leí en tu latido
– Ama göz açıp kapayıncaya kadar okudum.
Mami, no me olvido de tu nombre (nombre)
– Anne, adını unutmadım.
En la calle te andan diciendo (diciendo)
– Sokakta sana söylüyorlar (diyorlar)
Que tu amor a mí no me corresponde (-ponde)
– Aşkın bana uymuyor (-ponde)
Y que hace tiempo te estuve mintiendo (yeah-yeah)
– Ve sana uzun zamandır yalan söylediğimi (evet-evet)
Mami, no me olvido de tu nombre (tu nombre)
– Anne, adını unutmuyorum.
En la calle te andan diciendo (diciendo)
– Sokakta sana söylüyorlar (diyorlar)
Que tu amor a mí no me corresponde
– Aşkının bana uymadığını
Y que hace tiempo te estuve mintiendo
– Ve uzun zamandır sana yalan söylediğimi
Ey, perdóname, bebé
– Hey, affet beni bebeğim.
Te juro que todo esto yo tampoco lo esperé
– Yemin ederim bütün bunları ben de beklemiyordum.
Hoy me encuentro con que no hay tiempo para darte
– Bugün sana verecek zamanın olmadığını görüyorum.
Por eso debo dejar de amarte
– Bu yüzden seni sevmeyi bırakmalıyım.
Y me pregunta: “¿dónde estás?”
– Ve bana soruyor: “Neredesin?”
Dice que me quiere ver, pero que igual
– Beni görmek istediğini söylüyor ama yine de
Tengamos cuidado, que le hace mal
– Dikkatli olalım, bu seni yanlış yapıyor.
Porque todavía no pudo superar (yeah-yeah)
– Çünkü hala üstesinden gelemedi (evet-evet)
Lo que le hacía yo, lo que éramo’ los do’
– Ona ne yaptığımı, ne yaptığımı
Dice que estuvo con otro, pero no hubo conexión
– Başkasıyla olduğunu söylüyor ama bir bağlantısı yoktu.
Sé que soy su maldición (yeah), mi diabla por vocación
– Onun laneti olduğumu biliyorum (evet), mesleğim gereği şeytanım
El destino quiere esto, ya no hay más elección (oh)
– Kader bunu istiyor, başka seçenek yok (oh)
Y otra vez (yeah, yeah)
– Ve yine (evet, evet)
Nos está doliendo el querernos, ey (ey)
– Birbirimizi sevmek canımı yakıyor, hey (hey)
Y otra vez (yeah-yeah)
– Ve yine (evet-evet)
Escribo tu nombre en un cuaderno (Duko)
– Adını bir deftere yazıyorum (Duko)
Mami, no me olvido de tu nombre (nombre)
– Anne, adını unutmadım.
En la calle te andan diciendo (diciendo)
– Sokakta sana söylüyorlar (diyorlar)
Que tu amor a mí no me corresponde (-ponde)
– Aşkın bana uymuyor (-ponde)
Y que hace tiempo te estuve mintiendo
– Ve uzun zamandır sana yalan söylediğimi
Mami, no me olvido de tu nombre
– Anne, adını unutmadım.
En la calle te andan diciendo
– Sokakta sana söylüyorlar.
Que tu amor a mí no me corresponde
– Aşkının bana uymadığını
Y que hace tiempo que te estoy mintiendo
– Ve uzun zamandır sana yalan söylediğimi
FMK, Big One
– FMK, Büyük Bir
Duko, eh
– Duko, ha
De Neco al mundo, baby
– Neco’dan dünyaya bebeğim
Los del espacio, mami, ey
– Uzaydan gelenler, Anne, hey
Hace tiempo, mami, no sé, ey
– Uzun zaman önce, anne, bilmiyorum, hey
Yeah-yeah-yeah-yeah
– Evet-evet-evet-evet
Fifty One, eh
– Elli Bir, ha
Es otro palo pa la historia
– Bu tarihte başka bir sopa
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.