Tim McGraw – 7500 OBO İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Got an ’06 stick shift, dark blue F-150 in good condition
– 06 Model vites değiştirdim, koyu mavi F-150 iyi durumda.
Got a 119,000 miles, only 5 on the new transmission
– 119.000 mil var, yeni şanzımanda sadece 5 tane var

It’s got leather seats, a sun roof, it’s sittin’ on
– Deri koltukları, güneş çatısı var, üzerinde oturuyor.
33’s, it runs smooth, it’ll get ya from
– 33’ler, sorunsuz çalışıyor, seni buradan alacak.
A to B, but not for me
– A’dan B’ye, ama benim için değil
‘Cause every time I turn that key I see her
– Çünkü o anahtarı her çevirdiğimde onu görüyorum.

Shotgun ridin’ down a two-lane road
– Av tüfeği iki şeritli bir yolda ilerliyor
Just drivin’ around with no place to go
– Etrafta hiçbir yere sürmeye gitmek
Us singin’ along to where the green grass grows
– Yeşil çimlerin yetiştiği yere şarkı söylüyoruz
Hands out the window floatin’ on the breeze
– Eller pencereden dışarı esintinin üzerinde süzülüyor
She’s fixin’ her lips in the drop down mirror
– Açılan aynada dudaklarını düzeltiyor.
That pretty little thing made it hard to steer
– O sevimli küçük şey onu kontrol etmeyi zorlaştırdı.
I’m never gonna get her out of there
– Onu asla oradan çıkaramayacağım.
There’s too many memories
– Çok fazla anı var

Now there’s a for sale sign in the window
– Şimdi pencerede satılık bir tabela var.
Yeah, ’cause if I’m gonna let her go, I gotta let it go
– Evet, çünkü eğer onu bırakacaksam, bırakmalıyım
Yeah, it’s gotta go, so it’s $7,500 OBO
– Evet, gitmesi lazım, yani 7.500 dolar OBO

Back bumper’s got a dent
– Arka tamponda göçük var.
From her backin’ in to a mailbox first time she drove it
– Onu ilk kez posta kutusuna götürdüğü andan itibaren
Couldn’t even be mad with her lookin’ like that
– Böyle görünmesine kızamazdım bile.
Told her, ‘hell you can hardly even notice
– Ona dedi ki, ‘farkına bile varamıyorsun

It’s got nights with her I can’t forget
– Unutamadığım geceler var onunla.
Kissin’ on the tailgate of the truck bed
– Kamyon yatağının bagaj kapısında öpüşmek
I wish I didn’t have to get rid of it
– Keşke ondan kurtulmak zorunda kalmasaydım.
But every time I turn that key I see her
– Ama o anahtarı her çevirdiğimde onu görüyorum.

Shotgun ridin’ down a two-lane road
– Av tüfeği iki şeritli bir yolda ilerliyor
Just drivin’ around with no place to go
– Etrafta hiçbir yere sürmeye gitmek
Us singin’ along to where the green grass grows
– Yeşil çimlerin yetiştiği yere şarkı söylüyoruz
Hands out the window floatin’ on the breeze
– Eller pencereden dışarı esintinin üzerinde süzülüyor
She’s fixin’ her lips in the drop down mirror
– Açılan aynada dudaklarını düzeltiyor.
That pretty little thing made it hard to steer
– O sevimli küçük şey onu kontrol etmeyi zorlaştırdı.
I’m never gonna get her out of there
– Onu asla oradan çıkaramayacağım.
There’s too many memories
– Çok fazla anı var

Now there’s a for sale sign in the window
– Şimdi pencerede satılık bir tabela var.
Yeah, ’cause if I’m gonna let her go, I gotta let it go
– Evet, çünkü eğer onu bırakacaksam, bırakmalıyım
Yeah, it’s gotta go, so it’s $7,500 OBO
– Evet, gitmesi lazım, yani 7.500 dolar OBO

It’s got leather seats, a sun roof, it’s sittin’ on
– Deri koltukları, güneş çatısı var, üzerinde oturuyor.
33’s, it runs smooth, it’ll get ya from
– 33’ler, sorunsuz çalışıyor, seni buradan alacak.
A to B, but not for me
– A’dan B’ye, ama benim için değil
‘Cause every time I turn that key I see her
– Çünkü o anahtarı her çevirdiğimde onu görüyorum.

Shotgun ridin’ down a two-lane road
– Av tüfeği iki şeritli bir yolda ilerliyor
Just drivin’ around with no place to go
– Etrafta hiçbir yere sürmeye gitmek
Us singin’ along to where the green grass grows
– Yeşil çimlerin yetiştiği yere şarkı söylüyoruz
Hands out the window floatin’ on the breeze
– Eller pencereden dışarı esintinin üzerinde süzülüyor
She’s fixin’ her lips in the drop down mirror
– Açılan aynada dudaklarını düzeltiyor.
That pretty little thing made it hard to steer
– O sevimli küçük şey onu kontrol etmeyi zorlaştırdı.
I’m never gonna get her out of there
– Onu asla oradan çıkaramayacağım.
There’s too many memories
– Çok fazla anı var

Now there’s a for sale sign in the window
– Şimdi pencerede satılık bir tabela var.
Yeah, ’cause if I’m gonna let her go, I gotta let it go
– Evet, çünkü eğer onu bırakacaksam, bırakmalıyım
Yeah, it’s gotta go, so it’s $7,500 OBO
– Evet, gitmesi lazım, yani 7.500 dolar OBO
It’s $7,500 OBO
– 7.500 dolar OBO
It’s $7,500 OBO
– 7.500 dolar OBO




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın