I remember the day that we met
– Tanıştığımız günü hatırlıyorum.
You were like a light, I didn’t know that I needed
– Işık gibiydin, ihtiyacım olduğunu bilmiyordum.
You had a smile that could warm up
– Isınabilecek bir gülüşün vardı.
The New York cold
– New York soğuğu
It wasn’t long ’til we both caught feelings
– İkimiz de duygulanana kadar uzun sürmedi.
I didn’t know that we both had demons
– İkimizin de şeytanları olduğunu bilmiyordum.
But it’s funny how time reveals it all (oh)
– Ama zamanın her şeyi ortaya çıkarması komik (oh)
And you stayed out that night after we had a fight
– O gece kavga ettikten sonra dışarıda kaldın.
And my friends said they saw you with him
– Ve arkadaşlarım seni onunla gördüklerini söyledi.
At the bar where we met, while I’m here in our bed
– Tanıştığımız barda, ben burada yatağımızdayken
Do you even regret what you did?
– Yaptıklarından pişman mısın?
‘Cause it was never meant to hurt like this
– Çünkü asla böyle acıtmak istememiştim.
Standing in the rain in your black dress
– Yağmurda siyah elbisenle duruyorsun.
So go ahead and tell me
– Öyleyse devam et ve söyle bana
What I did to deserve this?
– Bunu hak etmek için ne yaptım?
And I’m not saying we were perfect
– Ve mükemmel olduğumuzu söylemiyorum.
I hope that one night with him was worth it
– Umarım onunla bir gece buna değmiştir.
But telling me that it was a mistake don’t make it hurtless
– Ama bana bunun bir hata olduğunu söylemek onu incitmez
It don’t make it hurtless
– Bu onu incitmez
I’m standing there as you list off your reasons
– Nedenlerini listelerken orada duruyorum.
Made me feel like a fool for believing
– İnandığım için kendimi aptal gibi hissettirdi.
You reach for my hand as I turn to leave
– Gitmek için dönerken elimi uzatıyorsun.
But you keep on holding on
– Ama dayanmaya devam ediyorsun.
Then your eyes started flooding
– Sonra gözlerin su basmaya başladı.
Weighed down with despair
– Umutsuzlukla tartıldı
And you turned around and said
– Arkanı dönüp dedin ki
“This isn’t fair, it was only one night
– “Bu adil değil, sadece bir geceydi
There were no feeling shared”
– Hiçbir duygu paylaşılmadı “
So I looked in your eyes and I said
– Bu yüzden gözlerinin içine baktım ve dedim ki
It was never meant to hurt like this
– Asla böyle acıtmak istememiştim.
Standing in the rain in your black dress
– Yağmurda siyah elbisenle duruyorsun.
So go ahead and tell me
– Öyleyse devam et ve söyle bana
What I did to deserve this?
– Bunu hak etmek için ne yaptım?
And I’m not saying we were perfect
– Ve mükemmel olduğumuzu söylemiyorum.
I hope that one night with him was worth it
– Umarım onunla bir gece buna değmiştir.
But telling me that it was a mistake don’t make it hurtless
– Ama bana bunun bir hata olduğunu söylemek onu incitmez
It don’t make it hurtless
– Bu onu incitmez
You know the day will come
– Günün geleceğini biliyorsun.
When this won’t hurt anymore
– Bu artık acıtmayacaksa
And all the pain is just an afterthought
– Ve tüm acı sadece sonradan düşünülmüş
If I’m strong enough to let you in
– Eğer seni içeri alacak kadar güçlüysem
I can let you out again
– Seni tekrar bırakabilirim.
And I hope someday you find someone
– Umarım bir gün birini bulursun.
To love you like I did
– Seni benim gibi sevmek
‘Cause it was never meant to hurt like this
– Çünkü asla böyle acıtmak istememiştim.
Standing in the rain in your black dress
– Yağmurda siyah elbisenle duruyorsun.
So go ahead and tell me
– Öyleyse devam et ve söyle bana
What I did to deserve this?
– Bunu hak etmek için ne yaptım?
And I’m not saying we were perfect
– Ve mükemmel olduğumuzu söylemiyorum.
I hope one night with him was worth it
– Umarım onunla bir gece buna değmiştir.
But telling me that it was a mistake don’t make it hurtless
– Ama bana bunun bir hata olduğunu söylemek onu incitmez
It don’t make it hurtless (oh)
– Ben hurtless o (oh)değil
It don’t make it hurtless
– Bu onu incitmez
It don’t make it hurtless
– Bu onu incitmez
Dean Lewis – Hurtless İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.