Once upon a younger year
– Daha genç bir yılda
When all our shadows disappeared
– Tüm gölgelerimiz kaybolduğunda
The animals inside came out to play
– İçerideki hayvanlar oynamak için dışarı çıktı
Went face to face with all our fears
– Tüm korkularımızla yüz yüze geldik
Learned our lessons through the tears
– Derslerimizi gözyaşlarıyla öğrendik
Made memories we knew would never fade
– Asla solmayacağını bildiğimiz hatıralar
One day my father, he told me
– Bir gün babam bana söyledi.
“Son, don’t let it slip away”
– “Evlat, kaçmasına izin verme.”
He took me in his arms, I heard him say
– Beni kollarına aldı, dediğini duydum.
“When you get older”
– “Yaşlanınca”
“Your wild heart will live for younger days”
– “Vahşi kalbin daha genç günler için yaşayacak”
“Think of me if ever you’re afraid”
– “Korkuyorsan beni düşün”
He said, “One day you’ll leave this world behind”
– “Bir gün bu dünyayı geride bırakacaksın” dedi.
“So live a life you will remember”
– “Öyleyse hatırlayacağın bir hayat yaşa.”
My father told me when I was just a child
– Babam bana çocukken söylemişti.
“These are the nights that never die”
– “Bunlar asla ölmeyen geceler.”
My father told me
– Babam bana söyledi.
My father told me when I was just a child
– Babam bana çocukken söylemişti.
“These are the nights that never die”
– “Bunlar asla ölmeyen geceler.”
When thunder clouds start pouring down
– Gök gürültüsü bulutları dökülmeye başladığında
Light a fire they can’t put out
– Söndüremeyecekleri bir ateş yak
Carve your name into those shining stars
– Adını o parlayan yıldızlara ayır
He said, “Go venture far beyond the shores”
– “Kıyıların çok ötesine git” dedi.
“Don’t forsake this life of yours”
– “Bu hayatından vazgeçme.”
“I’ll guide you home, no matter where you are”
– “Nerede senin ev olursa olsun, rehberlik edeceğim”
One day my father, he told me
– Bir gün babam bana söyledi.
“Son, don’t let it slip away”
– “Evlat, kaçmasına izin verme.”
When I was just a kid, I heard him say
– Ben daha çocukken, dediğini duydum.
“When you get older”
– “Yaşlanınca”
“Your wild heart will live for younger days”
– “Vahşi kalbin daha genç günler için yaşayacak”
“Think of me if ever you’re afraid”
– “Korkuyorsan beni düşün”
He said, “One day you’ll leave this world behind”
– “Bir gün bu dünyayı geride bırakacaksın” dedi.
“So live a life you will remember”
– “Öyleyse hatırlayacağın bir hayat yaşa.”
My father told me when I was just a child
– Babam bana çocukken söylemişti.
“These are the nights that never die”
– “Bunlar asla ölmeyen geceler.”
My father told me
– Babam bana söyledi.
My father told me when I was just a child
– Babam bana çocukken söylemişti.
“These are the nights that never die”
– “Bunlar asla ölmeyen geceler.”
My father told me
– Babam bana söyledi.
City Sessions Feat. Citycreed – The Nights İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.