I roll over, but it’s empty
– Yuvarlanıyorum ama boş.
You used to lay here beside me
– Burada yanımda yatardın.
I swallow my pride ’cause it’s all on me
– Gururumu yutuyorum çünkü hepsi benim üzerimde
Is it too late? Forgive me
– Çok mu geç kaldım? Beni affet
Did you mean what you said? Are you angry?
– Ne demek istedin? ” dedi. Kızgın mısın?
Lost more than a friend, now I’m on my knees
– Bir arkadaştan daha fazlasını kaybettim, şimdi dizlerimin üstündeyim
I don’t know why I’m praying tonight
– Bu gece neden dua ediyorum bilmiyorum.
But if you can hear me
– Ama beni duyabiliyorsan
Tell me if you hear me
– Beni duyarsan söyle.
And I should have called
– Ve aramalıydım.
And I should have tried
– Ve denemeliydim
And I should have walked you home every night
– Ve seni her gece eve bırakmalıydım.
And I should have kissed you ten thousand times
– Seni on bin kere öpmeliydim.
Just to tell you I love you
– Sadece seni sevdiğimi söylemek için
I should have done it all
– Hepsini yapmalıydım.
All for you, baby
– Hepsi senin için bebeğim
But now I’m just a little too late
– Ama şimdi biraz geç kaldım.
To be what you needed
– İhtiyacın olan şey olmak için
But I hope that he is
– O ama umarım
You took me around, but we got nowhere
– Beni dolaştırdın ama hiçbir yere varamadık.
‘Cause you were naive while I was too scared
– Çünkü ben çok korkarken sen saftın.
So when we lit a fire, you run towards the flames
– Biz ateş yaktığımızda sen alevlere doğru koşuyorsun.
And I start around and I watched you burn
– Ve etrafa başladım ve senin yanışını izledim.
Then arose up to claim you and left you in the dirt
– O zaman sana bir iddia ortaya çıktı ve kir içinde bıraktı
Kept my hands to myself, like I kept my word
– Sözümü tuttuğum gibi ellerimi kendime sakladım.
Fool you once, never twice, I guess you’ve learned
– Seni bir kez kandırdım, asla iki kez, sanırım öğrendin
And I don’t know why I’m praying tonight
– Ve bu gece neden dua ettiğimi bilmiyorum.
But if you can hear me
– Ama beni duyabiliyorsan
Tell me if you hear me
– Beni duyarsan söyle.
And I should have called
– Ve aramalıydım.
And I should have tried
– Ve denemeliydim
And I should have walked you home every night
– Ve seni her gece eve bırakmalıydım.
And I should have kissed you ten thousand times
– Seni on bin kere öpmeliydim.
Just to tell you I love you
– Sadece seni sevdiğimi söylemek için
I should have done it all
– Hepsini yapmalıydım.
All for you, baby
– Hepsi senin için bebeğim
But now I’m just a little too late
– Ama şimdi biraz geç kaldım.
To be what you needed
– İhtiyacın olan şey olmak için
But I hope that he is
– O ama umarım
I shouldn’t have promised that I’d never fall
– Asla düşmeyeceğime söz vermemeliydim.
But you saw the writing all over the walls
– Ama duvarların her tarafındaki yazıyı gördün.
I try not to cry in the places we’d go to
– Gittiğimiz yerlerde ağlamamaya çalışıyorum.
But I still fucking care for you
– Ama hala seni önemsiyorum.
I hope that he calls
– Diyor umarım
I hope that he tries
– Çalışır umarım
I hope that he walks you home every night
– Umarım her gece seni evine bırakır.
I hope that he kisses you ten thousand times
– Umarım seni on bin kere öper.
Just to tell you he loves you
– Sadece seni sevdiğini söylemek için
Cian Ducrot – All For You İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.