Feeling left out from the pack, you gotta go rogue
– Kendini sürüden uzak hissederek, dolandırıcılığa gitmelisin.
Five years from now, will this even matter? You hope
– Bu konuda bile 5 yıl sonra olacak? Umarsın
You don’t know where to go
– Nereye gideceğimi bilmiyorum
Construction every turn up on the road
– Yoldaki her dönüşte inşaat
Live life thinkin’ why it’s goin’ so slow
– Hayatı neden bu kadar yavaş gittiğini düşünerek yaşa
Lookin’ at the clock, wonderin’ why mama’s not home
– Saate bakıyorum, annemin neden evde olmadığını merak ediyorum.
You waited way too long
– Çok bekledin
You noticin’ a pattern in your home
– Evinizde bir düzenlilik fark ediyorsunuz.
Fuck all the good times, it’s a past tense
– Tüm güzel zamanları siktir et, bu geçmiş zaman
I sleep and wake up when the world ends
– Uyuyorum ve uyanıyorum dünya sona erdiğinde
Those memories, they so hard to forget
– O anıları unutmak çok zor
Question every day, “Are we there yet?”
– Her gün soru, “Daha varmadık mı?”
Gone too far to change, time to get your rollerblades
– Değişmek için çok ileri gittim, patenlerinizi alma zamanı
That smile is worth the wait, here comes better days
– Bu gülümseme beklemeye değer, işte daha iyi günler geliyor
All these thoughts I have in my head
– Tüm bu düşünceler kafamda
Got me blinded from the sunset
– Gün batımından kör oldum
I’m tryin’ hard to stop the rain
– Yağmuru durdurmak için çok uğraşıyorum.
‘Cause smilin’ doesn’t feel the same
– Çünkü gülümsemek aynı şeyi hissetmiyor.
I just called to tell you “Drive safe”
– Sana “Dikkatli sür” demek için aradım.
Will I see you in the mornin’?
– Sabah görüşür müyüz?
‘Cause I just wanna feel your touch
– Çünkü sadece dokunuşunu hissetmek istiyorum.
‘Cause I don’t think I had enough
– Çünkü yeterince içtiğimi sanmıyorum.
The smiles turn to frowns quick
– Gülümsemeler çabuk kaşlarını çatıyor
Need a break from night shifts
– Gece vardiyasından bir molaya ihtiyacım var
That’s where the hours pass too slow
– Saatler geçmek bilmiyor nerede o çok yavaş
Leave no time to grow
– Büyümek için zaman bırakmayın
My favorite things, milk with cookies and cream
– En sevdiğim şeyler, kurabiye ve kremalı süt
I swear, where did the good times go?
– Yemin ederim, güzel günler nereye gitti?
It don’t show no more
– Artık göstermiyor
Polaroid photos looking like a movie scene (Ayy)
– Bir film sahnesine benzeyen Polaroid fotoğrafları (Ayy)
Thank you for the memories, I don’t know what it means (Ayy)
– Anılar için teşekkürler, ne anlama geldiğini bilmiyorum (Ayy)
It’s broken, I don’t know how to fix it, I need a minute
– Bozuk, nasıl tamir edeceğimi bilmiyorum, bir dakikaya ihtiyacım var.
I never go away like a hiccup, I’m far from finished
– Asla bir hıçkırık gibi gitmiyorum, bitmekten çok uzaktayım
Just made me happy, girl, I need it right now
– Sadece beni mutlu etti kızım, hemen ihtiyacım var.
A couple laughs and then I’m out the picture, sun down
– Bir kaç kahkaha ve sonra ben resmin dışındayım, güneş battı
This ain’t the time to cry, we don’t have much time
– Ağlama zamanı değil, fazla vaktimiz yok.
Gone too far to change, time to get your rollerblades
– Değişmek için çok ileri gittim, patenlerinizi alma zamanı
That smile is worth the wait, here comes better days
– Bu gülümseme beklemeye değer, işte daha iyi günler geliyor
All these thoughts I have in my head
– Tüm bu düşünceler kafamda
Got me blinded from the sunset
– Gün batımından kör oldum
I’m tryin’ hard to stop the rain
– Yağmuru durdurmak için çok uğraşıyorum.
‘Cause smilin’ doesn’t feel the same
– Çünkü gülümsemek aynı şeyi hissetmiyor.
I just called to tell you “Drive safe”
– Sana “Dikkatli sür” demek için aradım.
Will I see you in the mornin’?
– Sabah görüşür müyüz?
‘Cause I just wanna feel your touch
– Çünkü sadece dokunuşunu hissetmek istiyorum.
‘Cause I don’t think I had enough
– Çünkü yeterince içtiğimi sanmıyorum.
Rich Brian – Drive Safe İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.