Jeg har ikk’ brug for en læge
– Ben bir doktora ihtiyacım yok
Til at fortæl’ mig, jeg har det okay
– Bana iyi olduğumu söylemek için
Jeg har det meget mer’ end OK
– İyiden çok daha fazlasına sahibim.
Hvis du ser mig, så vil du forstå
– Eğer beni görecek olursan, o zaman anlayacaksınız
Jeg har det lågsus (Stadig), ti år senere
– On yıl sonra hala bende.
Spillet alle scener (Ja), ingen der ligner
– Tüm sahneleri oynattı (evet), hiçbiri gibi görünmüyor
Ta’r ti år mere (Ey), ingen problemer
– On yıl daha al (Ey), sorun yok
Lige lavet 100 lapper på 24 timer (Slap af)
– Sadece 24 saat içinde 100 yama yaptım (rahatla)
Været-været i gang i tre dage, helt brændt af (Ey)
– Hava durumu- üç gündür devam ediyor, tamamen yandı (Ey)
Tre drenge om bag i en Honda (Lågsus)
– Bir Honda’nın arkasında üç çocuk
Det går “cowabunga”, hun er helt i hopla – arme op, top af
– “Cowabunga” yazıyor, hopla kollarında, tepesinde.
“Mute Tessa, glem Tessa, fuck Tessa”
– “Sessiz Tessa, unut Tessa’yı, siktir et Tessa’yı”
Flet fissen
– Fletcher
Selvom det’ svært ikk’ at hate på hende her kendissen
– Bu ünlüden nefret etmemek zor.
I folkeskolen, der var jeg talblind
– Lisedeyken konuşma körüydüm.
Men da der kom seks nuller på checken, ku’ jeg pludselig se alting
– Ama çekde altı sıfır olduğunda, aniden her şeyi görebiliyordum.
Jeg har ikk’ brug for en doktor
– Ben bir doktora ihtiyacım yok
Til at fortæl’ mig, min livsstil er fucked op
– Bana yaşam tarzımın berbat olduğunu söylemek için
Jeg har brug for at bestil’ en helikopter
– Bir helikopter sipariş etmek istiyorum
For jeg har et job klokken tolv op’ i Aalborg
– Çünkü saat on ikide Aalborg’da bir işim var.
Tessa for evigt, Tessa for altid
– Sonsuza dek Tessa, sonsuza dek Tessa
Kontoen er ligesom min røv, ikk’ til den smalle side
– Hesap tıpkı benim kıçım gibi, dar tarafa değil
Der’ mer’ end otte-tusind nerver i en klit
– Bir kumulda sekiz binden fazla sinir var
Så hvis du vil gå mig på nerverne, må du ned og slik’ (Okay)
– Eğer sinirlerimi bozmak istiyorsan, aşağı in ve ye ‘ (Tamam)
Jeg har ikk’ brug for en læge
– Ben bir doktora ihtiyacım yok
Til at fortælle mig jeg har det okay
– Bana iyi olduğumu söylemek için
Jeg har det meget mere end OK
– İyiden çok daha fazlasını hissediyorum
Hvis du ser mig nu, så vil du forstå (A’ hvad?)
– Beni şimdi görürsen, anlayacaksın (A ‘ ne?)
Jeg har det lågsus, ey
– Alçakgönüllüyüm, ey
Jeg har det lågsus, jeg sagde: “Ey”
– Kilit sesi bende, dedim ki: “Ey”
Jeg har det lågsus, yeah (Okay, baby)
– Vızıltıyı aldım, evet (Tamam bebeğim)
Jeg har det lågsus
– Bir düşük var
TopGunn – tro mig, bror, jeg har det lågsus (Wuh)
– TopGunn-inan bana, kardeşim, o düşük vızıltıya sahibim (Wuh)
Jeg hviler i mig selv (Yeah)
– Kendi içimde dinleniyorum (Evet)
Har så mange damer, at det ligner et bordel (Okay)
– O kadar çok kadın var ki geneleve benziyor (Tamam)
Topfart i bilen, det’ den nyeste model
– Aracın en yüksek hızı, en son model
Jeg’ med tre tynde piger på det sygeste hotel (Hva’ sagde du?)
– En hasta otelde üç sıska kızla birlikteyim (Ne dedin?)
Og jeg har svært ved at vælge
– Ve seçmekte zorlanıyorum
De her penge er stablet højt, de’ umulige at tælle
– Bu para yüksek yığılmış, saymak imkansız
Lod min eks tage et valg, hun gjorde det svært for sig selv
– Eski sevgilimin bir seçim yapmasına izin vererek, bunu kendisi için zorlaştırdı
Selv Tessa hun vil have mig, hun vil hygge og kæle (Yeah)
– Tessa bile beni istiyor, sarılmak ve sarılmak istiyor (Evet)
Alle pigerne på bordet, de’ for på til mig
– Masadaki bütün kızları bana getirdiler.
Og min cirkel den er lille – jeg har få venner
– Ve çevrem küçük – çok az arkadaşım var
Jeg har ikk’ tid til at snak’, send en mail til mig
– Konuşacak vaktim yok, bana bir e-posta gönder
Jeg har ikk’ tænkt mig at svare, vi må tale senere, ses
– Cevap vermeyeceğim, sonra konuşuruz.
Bro (Hva’ sker der?) Tro mig, der’ knald på (Bang)
– Kardeşim (neler oluyor?) İnan bana, patlama var (Patlama)
Alle de plaques nu, dem har jeg ikk’ tal på (Facts)
– Tüm gerçeklere sahip değilim (henüz).
Alle de nætter op’ i studiet klokken halv to (Bow)
– Bütün geceler stüdyoda iki buçukta (Yay)
Nu’ det halvfed, når jeg studerer min saldo (Lå-lågsus)
– Şimdi dengemi incelediğimde yarı yağ (düşük-düşük-düşük)
Laver kun deals i mit joggingsæt (Wuh)
– Sadece koşu setimde anlaşma yapmak (Wuh)
Stadig samme boys, vi holder fucking tæt (Rrr)
– Hala aynı çocuklar, yaklaşmaya devam ediyoruz (Rrr)
Ingen pause, TopGunn holder efterfest (Woah)
– Mola yok, TopGunn bir afterparty yaşıyor (Woah)
Min revisor ringer op og si’r: “Hold da kæft” (Du ved det)
– Muhasebecim arayıp, ” Kapa çeneni.”
Jeg-jeg har ikk’ brug for en læge
– Ben bir doktora ihtiyacım yok.
Til at fortælle mig jeg har det okay
– Bana iyi olduğumu söylemek için
Jeg har det meget mere end OK
– İyiden çok daha fazlasını hissediyorum
Så når du ser mig, så vil du forstå
– Beni gördüğünde anlayacaksın.
Hvorfor jeg har det lågsus (Hey)
– Neden sesim kısık (Hey)
Ey, jeg har det lågsus (Hey)
– Hey, vızıltıyı aldım (Hey)
Mit liv er lågsus (Hey)
– Hayatım karmakarışık (Hey)
Jeg har det lågsus (Lågsus, lågsus)
– O düşük tıslama var (düşük tıslama, düşük tıslama)
Jeg har ikk’ brug for en læge
– Ben bir doktora ihtiyacım yok
Til at fortælle mig jeg har det okay
– Bana iyi olduğumu söylemek için
Jeg har det meget mere end OK
– İyiden çok daha fazlasını hissediyorum
Hvis du ser mig, så vil du forstå
– Eğer beni görecek olursan, o zaman anlayacaksınız
Jeg har det lågsus (Hey)
– Bende vızıltı var (Hey)
Jeg har det lågsus (Hey)
– Bende vızıltı var (Hey)
Jeg har det lågsus (Hey)
– Bende vızıltı var (Hey)
Jeg har det lågsus (Lågsus, lågsus)
– O düşük tıslama var (düşük tıslama, düşük tıslama)
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.