Dadju & Ronisia – Toko Toko Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Tu m’fais penser à moi
– Kendimi düşünmemi sağlıyorsun.
Yeah, Banx and Ranx (yeah, yeah, yeah, yeah)
– Evet, Banx ve Ranx (evet, evet, evet, evet)
Oh, oh, ah (It’s Kel P Vibes)
– Oh, oh, oh (Bu Kel P Titreşimleri)

Baby girl dans ton attitude, t’as ce truc qui m’fait penser à moi (qui m’fais penser à moi)
– Küçük kız tavrında, beni düşünmemi sağlayan bir şey var (beni düşünmemi sağlayan)
Faut voir comment tu anticipes, tu fais comme si tu m’connaissais déjà (ah, ah)
– Nasıl tahmin ettiğini görmeliyim, beni zaten tanıyormuş gibi davranıyorsun (ah, ah)
T’as du vice mais tu le maîtrises, t’as les codes, t’as le mode d’emploi (t’as le mode d’emploi)
– Yardımcınız var ama ustalaşıyorsunuz, kodlarınız var, kullanım talimatlarınız var (kullanım talimatlarınız var)
Dans ta façon de retenir quand j’suis là, ça m’fait penser à moi (ah, ah)
– Ben buradayken geri çekilmenin yolunda, beni düşünmemi sağlıyor (ah, ah)

Ça veut dire qu’au final, au final
– Sonunda anlamı, eninde sonunda
Toi et moi, on n’lâchera rien du tout
– Sen ve ben hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğiz.
Ça veut dire qu’au final, au final
– Sonunda anlamı, eninde sonunda
Il s’agit d’être le dernier debout, yeah, yeah
– Ayakta kalan son kişi olmakla ilgili, evet, evet

Est-ce que tu sais qu’on se ressemble? (On se ressemble)
– Aynı göründüğümüzü biliyor musun? (Aynı görünüyoruz)
Est-ce que tu sens c’que j’ressens? (Tu sens c’que j’ressens)
– Benim hissettiklerimi hissediyor musun? Ne hissediyorum (hissediyorum)
J’demande, mais j’ai déjà la réponse
– Soruyorum ama cevabı zaten aldım.
J’fais semblant d’demander (oh, oh)
– Soruyormuş gibi yapıyorum (oh, oh)
Est-ce que tu sais qu’on se ressemble? (ah)
– Aynı göründüğümüzü biliyor musun? (ah)
Est-ce que tu sens ce que j’ressens? (Ce que j’ressens)
– Benim hissettiklerimi hissediyor musun? (Hissettiklerim)
J’demande, mais j’ai déjà la réponse
– Soruyorum ama cevabı zaten aldım.
J’fais semblant d’demander
– Soruyormuş gibi yapıyorum.

(Oh-oh, ih-ih, oh-oh, ih-ih) toko, toko, toko, toko pi eh
– (Oh-oh, ıh-ıh, oh-oh, ıh-ıh) toko, toko, toko, toko, eh
(Oh-oh, ih-ih, oh-oh, ih-ih) toko, toko, toko, toko pi eh
– (Oh-oh, ıh-ıh, oh-oh, ıh-ıh) toko, toko, toko, toko, eh

T’as la balle dans ton camp, fais c’que t’as envie (envie)
– Top sahanda, istediğini yap (ne istersen)
Trop parler, tu sais, j’ai pas envie (envie)
– Çok fazla konuşmak, bilirsin, istemiyorum (istiyorum)
On est les mêmes, faut qu’on s’parle en vrai (vrai, vrai)
– Biz aynıyız, birbirimizle gerçek olarak konuşmamız gerekiyor (gerçek, gerçek)
On se sait, on se perd pas d’vue
– Birbirimizi tanıyoruz, birbirimizi gözden kaçırmıyoruz.
T’rends jaloux à un tas d’homme, c’est dingue, dingue (dingue, dingue)
– Bir grup erkeği kıskandırıyorsun, bu delilik, delilik (delilik, delilik)
Et on tire l’un pour l’autre, ça fait “bang-bang” (bang-bang)
– Ve birbirimiz için ateş ediyoruz, bu “bang-bang” (bang-bang) yapar.
On se sait sans s’regarder, c’est dingue, dingue (dingue, dingue)
– Birbirimizi birbirimize bakmadan tanıyoruz, bu delilik, delilik (delilik, delilik)
Celles qui s’approchent de toi, ça va “bang-bang-bang”
– Sana yaklaşanlar, “bang-bang-bang” olacak.

Ça veut dire qu’au final, au final
– Sonunda anlamı, eninde sonunda
Toi et moi, on n’lâchera rien du tout
– Sen ve ben hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğiz.
Ça veut dire qu’au final, au final
– Sonunda anlamı, eninde sonunda
Il s’agit d’être le dernier debout
– Ayakta kalan son kişi olmakla ilgili.

Est-ce que tu sais qu’on se ressemble? (On se ressemble)
– Aynı göründüğümüzü biliyor musun? (Aynı görünüyoruz)
Est-ce que tu sens c’que j’ressens? (Tu sens c’que j’ressens)
– Benim hissettiklerimi hissediyor musun? Ne hissediyorum (hissediyorum)
J’demande, mais j’ai déjà la réponse
– Soruyorum ama cevabı zaten aldım.
J’fais semblant d’demander (oh, oh)
– Soruyormuş gibi yapıyorum (oh, oh)
Est-ce que tu sais qu’on se ressemble? (Qu’on se ressemble)
– Aynı göründüğümüzü biliyor musun? (Birbirimize benziyoruz)
Est-ce que tu sens ce que j’ressens? (Ce que j’ressens)
– Benim hissettiklerimi hissediyor musun? (Hissettiklerim)
J’demande, mais j’ai déjà la réponse
– Soruyorum ama cevabı zaten aldım.
J’fais semblant d’demander
– Soruyormuş gibi yapıyorum.

(Eh-eh, oh-oh, eh-eh) toko, toko, toko, toko pi eh
– (Eh-eh, oh-oh, eh-eh) toko, toko, toko, toko, eh
(Oh-oh, ih-ih, oh-oh, ih-ih) toko, toko, toko, toko pi eh
– (Oh-oh, ıh-ıh, oh-oh, ıh-ıh) toko, toko, toko, toko, eh
(Oh-oh, ih-ih, oh-oh, ih-ih) toko, toko, toko, toko pi eh
– (Oh-oh, ıh-ıh, oh-oh, ıh-ıh) toko, toko, toko, toko, eh
(Oh-oh, ih-ih, oh-oh, ih-ih) toko, toko, toko, toko pi eh
– (Oh-oh, ıh-ıh, oh-oh, ıh-ıh) toko, toko, toko, toko, eh

Reste comme t’es, t’es plus belle que sur les photos
– Olduğun gibi kal, fotoğraflardan daha güzelsin.
Plus je te regarde et plus je vois qu’y a zéro faute
– Sıfır hataya bir daha sana bakıyorum ve görüyorum
Reste comme t’es, t’es plus belle que sur les photos
– Olduğun gibi kal, fotoğraflardan daha güzelsin.
Plus je te regarde et plus je vois qu’y a zéro faute
– Sıfır hataya bir daha sana bakıyorum ve görüyorum

Reste comme t’es, t’es plus beau que sur les photos
– Olduğun gibi kal, fotoğraflardan daha güzelsin.
Plus je te regarde et plus je vois qu’y a zéro faute
– Sıfır hataya bir daha sana bakıyorum ve görüyorum
Comme t’es, t’es plus beau que sur les photos
– Olduğun gibi, fotoğraflardan daha güzelsin.
Plus je te regarde et plus je vois qu’y a zéro faute
– Sıfır hataya bir daha sana bakıyorum ve görüyorum

Reste comme t’es, t’es plus belle que sur les photos
– Olduğun gibi kal, fotoğraflardan daha güzelsin.
Plus je te regarde et plus je vois qu’y a zéro faute
– Sıfır hataya bir daha sana bakıyorum ve görüyorum
Reste comme t’es, t’es plus belle que sur les photos
– Olduğun gibi kal, fotoğraflardan daha güzelsin.
Plus je te regarde et plus je vois qu’y a zéro faute
– Sıfır hataya bir daha sana bakıyorum ve görüyorum

Oh, oh, ah
– Oh, oh, oh




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın