He has a powerful weapon
– Güçlü bir silah var
He charges a million a shot
– Atış başına bir milyon dolar alıyor.
An assassin that’s second to none
– Eşsiz bir suikastçı
The man with the golden gun…
– Altın silahlı adam…
Lurking in some darkened doorway
– Karanlık bir kapıda gizleniyor
Or crouched on a rooftop somewhere
– Ya da bir yerde çatıda çömelmiş
In the next room, or this very one
– Yan odada ya da bu odada.
The man with the golden gun…
– Altın silahlı adam…
Love is required whenever he’s hired
– Ne zaman işe alınsa aşk gerekir.
It comes just before the kill
– Cinayetten hemen önce geliyor.
No one can catch him, no hitman can match him
– Kimse onu yakalayamaz, hiçbir tetikçi onunla eşleşemez
For his million dollar skill
– Milyon dolarlık yeteneği için
One golden shot means another poor victim
– Bir altın atış başka bir zavallı kurban anlamına gelir
Has come to a glittering end
– Parıldayan bir sona geldi
For a price he’ll erase anyone
– Bir bedel karşılığında herkesi silecek.
The man with the golden gun…
– Altın silahlı adam…
His eye may be on you or me
– Gözü senin ya da benim üzerimde olabilir.
Who will he bang?
– Kimi becerecek?
We shall see…
– Göreceğiz…
Oh yeah!
– Oh evet!
Love is required whenever he’s hired
– Ne zaman işe alınsa aşk gerekir.
It come just before the kill
– Sadece öldürmeden gel
No one can catch him, no hit man can match him
– Kimse onu yakalayamaz, hiçbir tetikçi onunla eşleşemez
For his million dollar skill
– Milyon dolarlık yeteneği için
One golden shot means another poor victim
– Bir altın atış başka bir zavallı kurban anlamına gelir
Has come to a glittering end
– Parıldayan bir sona geldi
If you want to get rid of someone
– Eğer birinden kurtulmak istiyorsan
The man with the golden gun
– Altın silahlı adam
Will get it done
– Alacak bitti
He’ll shoot anyone
– Herkesi vuracak
With his golden gun…
– Altın silahıyla…
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.